| Ve beni en çok kızdıran şey de, hep daha fazla acı çekmek için ona dönmek istemen. | Open Subtitles | وما يغضبني هو انك اكثر من مستعده لتعودي للمزيد |
| Oğlumu korkutan bir caninin dışarıda serbestçe dolaşması beni çok kızdırıyor. | Open Subtitles | يغضبني كثيراً وجود وحش بالخارج يفزع ابني |
| Şey, tabii ki biliyordum ama yine de insanların benden sadece kurabiyelere ve bebeklere ve alışverişe önem veren eğitimdeki mükemmel-küçük-eş olmamı beklemeleri sinir bozucu. | Open Subtitles | , حسناً , بالطبع كنت اعرف لكن مازال هذا يغضبني أن الناس يظنون أن . . أكون تلك الزوجة المثالية المتدربة التي |
| Lanet şeylerle uğraşmak kafamı bozuyor. | Open Subtitles | يغضبني للقيام بهذه الأعمال .السيئة |
| Beni esas rahatsız eden yanlış bilgilendirildiğim... bu saçmalıkları Parlamentoda... bizzat benim savunacak olmam... | Open Subtitles | ولكن ما يغضبني أكثر بأنني من.. سوف يقف ضمن البرلمان... وإذا ما كنتُ مطّلعاً بشكل خاطئ... |
| Bu beni kızdırdı çünkü o sürtüğe dünyanı sallaması için iyi para ödedim. | Open Subtitles | هذا يغضبني لأني دفعت لها مالاً كثيراً لتدللك مقدماً |
| Çok canımı sıkıyor. Kendine sakla bunları! | Open Subtitles | كلامك يغضبني حقاً |
| 78 yıldır insanlardan bu şeyi dinliyorum ve söylemeliyim ki, bu şey beni sinirlendiriyor. | Open Subtitles | سمعت هذا الكلام من الناس طيلة 78 عام ويمكنني أخبارك أن هذا يغضبني. |
| Bir çocuğu kurtarırken zavallı adamın ölmesi beni deli ediyor. | Open Subtitles | هذا يغضبني لأن رجل مسكين حاول إنقاذ طفل قد قتل |
| Benim asıl kızdıran şu; fikir benden çıkmıştı. Ona başından beri kendi barını açması gerektiğini söyleyen bendim. | Open Subtitles | ما يغضبني أنها كانت فكرتي أنا من أخبرته بأن يفتت حانة خاصة به |
| Beni kızdıran şey o masada seni beceren tek kişinin ben olmadığımı bilmek. | Open Subtitles | أتعرفين ما يغضبني؟ ما يغضبني أنني أعرف أنني لم أكن الوحيد على الطاولة الذي ضاجعك |
| Aramamasından daha fazla beni kızdıran şey beni arayacağını düşünecek kadar salak olmam. | Open Subtitles | ولست واثقاَ ما يغضبني أكثر عدم اتصاله أم غبائي لأعتقد أنه سيفعل |
| Senin gibi adamların kendi yakaladıkları anları har vurup harman saçmasını görmek beni kızdırıyor. | Open Subtitles | أن أرى أشخاصاً مثلكم, يهدرون أثمن فرصهم, فهذا ما يغضبني فحسب |
| Beni aptal yerine koymuş oluyorsun. Bu da beni çok kızdırıyor. | Open Subtitles | لأن ذلك يهين ذكائي و يغضبني جدا |
| Esas beni sinir eden ne biliyor musun, ben onunla üç yıl sürüş yaptım. | Open Subtitles | ولكن أتعرف ما يغضبني هو أنني كنت أحميها منذ ثلاث سنوات |
| Seni kasada görmek kafamı bozuyor. | Open Subtitles | يغضبني أن أراكِ في ذلك المكتب اللعين. |
| Her çeşit büyüme beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | أي نضج يغضبني حقاً |
| Bu beni kızdırdı çünkü o sürtüğe dünyanı sallaması için iyi para ödedim. | Open Subtitles | هذا يغضبني لأني دفعت لها مالاً كثيراً لتدللك مقدماً |
| Çok canımı sıkıyor. | Open Subtitles | كلامك يغضبني حقاً |
| Kahretsin, bu şekilde uyuşturucu vermekten nefret ediyorum. Beni çok sinirlendiriyor. | Open Subtitles | اللعنة ، أكره أن أعطيهم مخدرات هكذا هذا يغضبني للغاية |
| Bende de. Çoğu zaman beni deli ediyor, fakat onu sevmekten vazgeçemiyorum. | Open Subtitles | أنا, أيضاً, هو يغضبني بشدة معظم الوقت |
| Uçabilen tek kuş olduğun hâlde bunu yapmaktan korktuğunu görmek beni üzüyor. | Open Subtitles | أتعلم، في الحقيقة كونك الطائر الوحيد .القادر على الطيران أمر يغضبني فعلا .وأنت خائف لتقوم بذلك |
| Noel'un sana yaptığı çok yanlıştı ve her şeyi düzeltmek için bu kadar çok çabalaman cidden sinirlerimi bozuyor. | Open Subtitles | حقيقة أنكِ تعملين جاهدة لجعله صحيحاً يغضبني حقاً. |
| -Sanmam. Şu ses çok belirsiz ve beni kızdırmaya başladı. | Open Subtitles | هذا صوت غير محدد جداً هناك، و بدأ يغضبني. |
| Bunu beni neden kızdırdığını gerçekten anlamıyor musun? | Open Subtitles | أنت فعلا لا تفهمين لماذا يغضبني الأمر ؟ |
| Beni, yaptiği seyden ve benden çaldiklarindan daha fazla sinirlendiren sey ona karsilik verememis olmam. | Open Subtitles | إنه يجعلني غاضبة كثيراً فأكثر ما يغضبني مما فعله بي أو ما سلبه مني هو ما لم أفعل رداً على هذا |