| Şu an onunla Pomodoro'da yemek yiyor olmalıydım. | Open Subtitles | يفترض أن أكون معها على الغداء الآن في مطعم بومودورو. |
| O uçakta ben olmalıydım. | Open Subtitles | كان يفترض أن أكون أنا على متن تلك الطائرة |
| Bakın, bayan, benim 4. sınıfta olmam gerekiyor. | Open Subtitles | أنصتي يا سيدتي، يفترض أن أكون في الصف الرابع. |
| - Ve şimdi mutlu mu olmam gerekiyor, küçük bir orta yaş korku halleri? | Open Subtitles | و هل يفترض أن أكون سعيداً الآن؟ بنزوة منتصف العمر |
| Altıncı sınıftan liseye geçmemi istediler çünkü büyük bir dahi olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أرادوا تحريكي إلى المدرسة العليا خارج الدرجة السادسة لأنني كان يفترض أن أكون هذا العبقري الكبير. |
| Rehinelerle birlikte Cayman Adaları'na doğru yola çıkmış olmam gerekiyordu. Rudolph hangi cehenneme gitti? | Open Subtitles | يفترض أن أكون في طريقي لجزر كايمان مع الرهائن وأين رودولف؟ |
| Geçen gece beraber olmam gereken bir kadınla yemek yedim. | Open Subtitles | ليلة الأمس تعشيت مع أمرة يفترض أن أكون معها |
| Nasıl hem havalı anne hem de kariyer sahibi olmam gerektiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر ماكان يفترض أن أكون الأم الرائعة التي تنشر المقالات الثقافية ولديها وظيفة .. |
| Burada size iyi haberleri vermek için duruyor olmam lazım. | TED | يفترض أن أكون هنا لأخبركم الخبر الجيد. |
| Yenidoğan ünitesinde yeterince personel yok ve çoktan orada olmalıydım. | Open Subtitles | العناية المركزة لديهم نقص في الطاقم، يفترض أن أكون هناك بالفعل. |
| Hayatta olabilme ihtimali yok. Ölmüş olmalıydım. | Open Subtitles | من المحال أنه كان لي لأنجو من ذلك , يفترض أن أكون ميتاً |
| Çoktan eve gitmiş olmalıydım. | Open Subtitles | كان يفترض أن أكون في البيت منذ ساعات |
| Ben olmalıydım. Ama çok korkmuştum. | Open Subtitles | "كان يفترض أن أكون مكانه، ولكني كنتُ خائفاً جدّاً لأفعل شيئاً" |
| Dedektif, benden ne öğrenmeye çalıştığınızı bilmiyorum ama şu anda mahkemede olmam gerekiyor. | Open Subtitles | أيها المحققة أنا لا أعلم ما أنتي متمنية أن أخبركِ به ولكن يفترض أن أكون بالمحكمة الآن |
| Dedektif, benden ne öğrenmeyi umduğunuzu bilmiyorum ama şu anda mahkemede olmam gerekiyor. | Open Subtitles | حضرة المحققة، لا أعلم ما تودين معرفته مني ولكن يفترض أن أكون في المحكمة الآن |
| Dedektif, benden ne öğrenmeye çalıştığınızı bilmiyorum ama şu anda mahkemede olmam gerekiyor. | Open Subtitles | حضرة المحققة، لا أعلم ما تودين معرفته مني ولكن يفترض أن أكون في المحكمة الآن |
| Aslında bir yerde olmam gerekiyor, ama neden gelmiyorsun? | Open Subtitles | في الواقع، يفترض أن أكون في مكان ما، لكن لماذا لا تأتي؟ |
| Kahretsin. Kahretsin, şu anda bir yerde olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أووه اللعنة، يفترض أن أكون فى مكانٍ ما الآن. |
| Başladınız mı? Bu vakada benim baş cerrah olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض أن أكون الجراح الرئيسي في هذه الحالة. |
| Deliye döndüğünüzü biliyorum ama bence üniversite olmam gereken yer değil. Bu Gretchen yüzünden mi? | Open Subtitles | أعلم أنكم يا رفاق مرتعبين ولكن لا أعتقد أن الكلية هي المكان الذي يفترض أن أكون به |
| Sadece olmam gereken yerin biraz uzağında dolaşıyorum. | Open Subtitles | شردتُ بعيدًا فحسب عن المكان الذي يفترض أن أكون به. |
| Canımı almadıkları için minnettar olmam gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | يفترض أن أكون ممتناً لأنهم لم يقتلوني أيضاً |
| Şu an idare eder vaziyette olmam lazım ama hâlime bak! | Open Subtitles | يفترض أن أكون مشويًا.. ولكن انظرَ إليّ! |
| Tarafsız olmam bekleniyordu. | Open Subtitles | يفترض أن أكون في الإدعاء |