| Burası çam ağacı gibi kokuyor. | Open Subtitles | حسناً، أرى أن المكان لا يزال يفوح برائحة أشجار الصنوبر |
| Burası çam ağacı gibi kokuyor. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسناً، أرى أن المكان لا يزال يفوح برائحة أشجار الصنوبر |
| Mary kendi kendine, meyankökü ve eski kitapları gibi kokuyor diye düşündü. | Open Subtitles | قالت في خاطرها بأنه يفوح برائحة عرق السوس والكتب القديمة |
| Mekanda, yüksek kalitede formika ve plastik palmiye ağacı kokusu vardı. | Open Subtitles | المكان كان يفوح برائحة الفورميكا والنخيل البلاستيكية |
| Ham papayaların kokusu geliyor. | Open Subtitles | والهواء يفوح برائحة الأناناس الناضج000 |
| Fakat bu kutsal ofis şu aralar ümitsizlik kokuyor. | Open Subtitles | لكن بقدر ما أن هذا المكتب معظّم إنه يفوح برائحة اليأس الآن |
| Bu koridor patates gibi kokuyor. | Open Subtitles | هذا الممر يفوح برائحة البطاطس. |
| Orası riyakârlık kokuyor. | Open Subtitles | المكان بأكمله, يفوح برائحة النفاق |
| Vücudun baştan aşağı sidik kokuyor. | Open Subtitles | .جسمك بأكمله يفوح برائحة البول |
| Gayet güzel kokuyor. | Open Subtitles | يفوح برائحة جميلة |
| Burası sidik kokuyor. | Open Subtitles | المكان يفوح برائحة البول |
| - Hayvan bok kokuyor. | Open Subtitles | الحيوان يفوح برائحة الروث |
| Sıradanlık kokuyor. | Open Subtitles | إنه يفوح برائحة الوسطيّة |
| Burada zayıflık kokusu var. | Open Subtitles | المكان هُنا يفوح برائحة الضعف |