| Bağlantıya benimle yarı gece 8:00'de Grotta Rossa'da buluşmasını söyleyin. | Open Subtitles | أخبر الوسيط ان يقابلني غدا في الثامنة مساء |
| Sokaktaki bir fahişeyle mi? Benimle görüşmek istiyorsa, O'nu buraya yolla. | Open Subtitles | هل تظنين أنك تحدثين مهرج لعين غدا كان يريد أن يقابلني فليأتي لهنا و يقول ما يجب قوله |
| Daha önce iş yaptığım adam bu akşam benimle buluşmak istiyor. | Open Subtitles | وأراد رجل ما كنت أعمل .. معه ، أن يقابلني الليلة |
| Anka Kuşu, yukarı çıkmadan asansörlerde buluşalım. | Open Subtitles | العنقاء، يقابلني في المصاعد أمامك ترتفع. |
| Bu adamın iş adresinde benimle buluşsun. | Open Subtitles | اتصل,أخبره أن يقابلني على عنوان عمل هذا الشخص |
| Bizimle burada buluşması gerekiyordu ama, nerede olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | كان يفترض أن يقابلني هنا و أنا لا أعلم أين هو؟ |
| Benimle hiç tanışmadı. | Open Subtitles | لم يقابلني ابداً |
| Benle tanışmadan önce bir rahip gibi olduğunu bilsem bile | Open Subtitles | حتى عندما عرفت انه كان راهباً قبل ان يقابلني |
| Bunu arayıp benimle buluşmasını söyle. | Open Subtitles | اتصل بهذا الرجل و قل له أن يقابلني. أكيد. |
| Benimle 3:00'te Westside Tower'da buluşmasını söyle ona. | Open Subtitles | أخبره أن يقابلني في برج الجهة الغربية الساعة الثالثة |
| Ona benimle bu gece burada buluşmasını söyledim ama hiç geleceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | لقد سألته أن يقابلني هنا الليلة، لكن.. لم أظنه سيأتي فعلاً. |
| Oğlunuz için geçici bir heves olabilirim ama oğlunuz benim için bir anlığına bile görüşmek istemeyeceğim biri. | Open Subtitles | إبنك يعتقد اني مجرد امرأة يقابلني لفترة قصيرة من الوقت لكن بالنسبة لي , أبنك لا أستطيع أن أتركه حتى للحظه |
| Menajerim benimle görüşmek istedi. Rezervasyonlar konusunda kafayı yemişlerdi. | Open Subtitles | وكيلي أراد أن يقابلني كانوا في طريقهم للقيام بأمور غبية بالحجوزات |
| Salak emlakçının ben ve Cole ile derhal buluşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أن سيد الأحياء الفقيرة المغفل يريد أن يقابلني أنا و كول الآن |
| Karnaval'da buluşmak istedi... kalabalık ortam, pekçok insan var... | Open Subtitles | وأراد أن يقابلني في الكرنفال.. مكان عام، به الكثير من الناس |
| Ona güvenmedim, ve Silk'te buluşalım dedim. | Open Subtitles | علي أي حال أنا لم أثق بة لذا قلت لة أن يقابلني عند "سيلك" |
| Kosa'yı ara. Arabayı alsın, köyün kuzeyinde buluşalım. | Open Subtitles | اطلب من كوسا ان يقابلني شمال قريته. |
| Bir taktik ekip benimle güney merdivenlerinde buluşsun. | Open Subtitles | حسنٌ. اجعل فريق المداهمة يقابلني في الدرج الجنوبي. |
| Benimle FBI ofisinde buluşsun. | Open Subtitles | إجعليه يقابلني في مكتب التحقيقات الفيدرالي |
| Çünkü benimle yarım saat önce buluşması gerekiyordu. | Open Subtitles | أنه من المفترض أن يقابلني . هنا منذ ثلاثين دقيقة مضت |
| Benimle hiç tanışmadı bile. | Open Subtitles | و لم يقابلني أبدا |
| -Senin suçun değildi. -Benimle tanışmadan önce daha iyiydi. | Open Subtitles | هذه ليست غلطتك - حسناً هو كان أفضل قبل أن يقابلني - |
| Bu sabah benimle buluşup sonsuza kadar ortadan kaybolmama yardım edecekti. | Open Subtitles | من المفترض أن يقابلني هذا الصباح لأختفي للأبد |
| pazargünü benimle buluşmayı hevesle bekledigini yazmış. | Open Subtitles | يبدو أنه ينتظر بفارغ الصبر يوم الأحد لكي يقابلني. |
| Onunla konuştuğun zaman benimle evde saat 4'te görüşmesini ve geç kalmamasını söyle. | Open Subtitles | حينما تتحدث معه أخبره أن يقابلني في المنزل في الرابعة هذه الظهيرة ولا يتأخر |
| Hayranım olduğunu ve benimle tanışmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | .أجل، لقد قال إنه معجب بأفلامي .وأرد أن يقابلني أو ما شابه |