| Ama bizim de bu işin arkasında kimin olduğunu ve ne istediğini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لكن يجب علينا تحديد من يقبع وراء كلّ هذا وماذا يُريد. | 
| Henüz bilmiyorum ama bu işin arkasında kimin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ليس بعد، لكن في هذه الأثناء، أعتقد أنّي أعلم من يقبع وراء هذا. | 
| Bir kuruş bile çalmadım. Bana tuzak kuruluyor ve ikimiz de bu işin arkasında kimin olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | أنا لمْ أسرق سنتاً واحداً، يتمّ تلفيق تُهمة لي وكلينا يعرف من يقبع وراء ذلك. | 
| Kısa sürede bu işin arkasındaki kişiye ait bir ipucu bulacağımızı düşünüyoruz. | Open Subtitles | نأمل أنّ بحلول ذلك الوقت سنجد دليلاً يُساعدنا على إكتشاف من يقبع وراء هذا. | 
| Bu işin arkasındaki her kim ise olay kişisel. | Open Subtitles | أياً كان من يقبع وراء هذا... | 
| Hem de General Reed'in bu işin arkasında olduğu iddiasıyla mı? Mevcut Savunma Bakanının? | Open Subtitles | مع التضمين بأنّ اللواء (ريد) كان يقبع وراء ذلك؟ | 
| Hayır, eğer Reed bu işin arkasında olsaydı, arayıp şikâyet etmezdi. | Open Subtitles | كلاّ يا سيّدي، إنّما لو كان (ريد) يقبع وراء هذا، فما كان ليُجرِ ذلك الإتّصال. | 
| Hayır, kardeşiniz haklı. Bu işin arkasında Berman var. | Open Subtitles | كلاّ، أختكِ مُحقة، (بيرمان) يقبع وراء هذا. | 
| - İç Güvenliğin aldığı istihbarata göre bu işin arkasında, adının Christoph olduğunu bildiğimiz bir silah tüccarı var. | Open Subtitles | تلقت إدارة الأمن الوطني معلومات أنّ تاجر أسلحة، والذي نعرفه فقط كـ(كريستوف) يقبع وراء السرقة. |