| Trent. Şu anda tam yanında duruyor. | Open Subtitles | ترينت ,الذى يقف بجانبك اريد التحدث معه |
| Yani ona yardım etmenin bir yolu olsaydı, inan bana şu an yanında duruyor olurdum. | Open Subtitles | لذا إن كان هناك أي طريقة لمساعدته... صدقني سأكون أول شخص يقف بجانبك... |
| Adamım yanında duruyor. | Open Subtitles | رجلي يقف بجانبك |
| Evet, delikanlı, hangi şans eseri hayatta kaldıysan, bütün gece sürmesini umalım. | Open Subtitles | حسنا يا غلام، الحظ يقف بجانبك فلنأمل أن يحسم الليله |
| Evet, delikanlı, hangi şans eseri hayatta kaldıysan, bütün gece sürmesini umalım. | Open Subtitles | حسنا يا غلام، الحظ يقف بجانبك فلنأمل أن يحسم الليله |
| Bruce, tam yanında duruyor. | Open Subtitles | (بروس), إنه يقف بجانبك |
| - yanında duruyor. | Open Subtitles | انه يقف بجانبك |
| O da senin yanında duruyor. | Open Subtitles | هو يقف بجانبك |