Curtin katili tanıyorsa, neden tutuklandığında söylemedi? | Open Subtitles | إذا كان كورتين يعرف القاتل لماذا لم يقل ذلك عندما تم اعتقاله؟ |
Evet, direkt söylemedi ama gözlerinden anladım. | Open Subtitles | لم يقل ذلك مُباشرة، لكنّي رأيتُ ذلك بعينيه. |
- Ama bunu radyoda ilk defa konuştuğunuzda söylemedi, değil mi? | Open Subtitles | لكنه لم يقل ذلك في أول مرة تحدثت إليه عبر المذياع ، صحيح؟ |
Departmandaki bir sızıntıdan bahsetti. Tamam. Birincisi, öyle bir şey demedi. | Open Subtitles | لم يقل ذلك أوّلاً ثانياً، لا يستطع (كيج) يعلم بأمر الافشاء |
Aslında Öyle demedi. Kaza anonsudur. 81 nolu Müdahale Aracı ve 3. | Open Subtitles | لم يقل ذلك تواً حادث , الشاحنة 81 , الفرقة 3 ميلز |
Hiç de öyle bir şey dememiş. | Open Subtitles | لم يقل ذلك أبداً! |
Bunu açıkça söylemedi fakat gözlerinde gördüm. | Open Subtitles | لم يقل ذلك مُباشرة، لكنّي رأيتُ ذلك بعينيه. |
Begin bunu söylemedi bile çünkü Filistinlileri önemsemiyordu. | Open Subtitles | بيغن لم يقل ذلك لأن الفلسطينيين لم تكن لهم أهمية بالنسبة له |
O söylemedi. O söylemedi. | Open Subtitles | هو لم يقل ذلك ، هو لم يقل ذلك |
Peki bu çocuk neden bir şey söylemedi? | Open Subtitles | حسنًا، لماذا لم يقل ذلك الشاب شيئاً؟ |
- Shakspeare asla böyle bir şey söylemedi. | Open Subtitles | شكسبيـر" لم يقل ذلك" كيف تعرف ذلك ؟ |
Kimse söylemedi. | Open Subtitles | لم يقل ذلك أي أحد. |
Bunu söylemedi! Tanrı şahidimdir! | Open Subtitles | من المؤكد أنه لم يقل ذلك |
Bunu bana hiç söylemedi. | Open Subtitles | لم يقل ذلك لى أبدا |
Kimse böyle bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لم يقل ذلك أحداً |
Karl asla öyle bir şey söylemedi. | Open Subtitles | كارل لم يقل ذلك مطلقا |
Bilmiyorum. söylemedi... | Open Subtitles | لا ، لم يقل ذلك ... لا أعلم إن |
- Böyle bir şey demedi. | Open Subtitles | ـ حجرة 14 ـ لم يقل ذلك |
Öyle duymuş olabilirsin ama Öyle demedi. Gerçekten demedi. | Open Subtitles | قد تكون سمعته يقول ذلك لكنه لم يقل ذلك , وتلك حقيقة |
Felsefe dersi aldım ve Sun Tzu böyle bir şey dememiş, Ari. | Open Subtitles | درست الفلسفة و(سان تزو) لم يقل ذلك |