| Ve o sınırı ihlal ederseniz, bu, hayatınıza mal olabilir. | Open Subtitles | واذا تجاوزت ذلك الخط, فإنه ربما ذلك قد يكلفك حياتك. |
| Ve bu tek başarı sana bir milyar dolardan fazlaya mal olur. | TED | وسوف يكلفك تقريبا مليار دولار لذلك النجاح الوحيد |
| Bu iş için gidip bir disk satın almak yaklaşık 10 dolara mal olur ve tabiki bunu internette de paylaşmak buna dahil, eğer bunlar ciltler halindeyse. | TED | يكلفك حوالي 10 دولارات لتذهب و تأخذ قرصاً و تضعه على الشبكة اذا كنت تفعل ذلك بالحجم |
| - Boardwalk'da otel yapmanın bedeli... - Otel. | Open Subtitles | ذلك يكلفك الف دولار و اربع منازل خضراء فندق |
| Nelere mâl olabileceğini bildiğin halde insanlara yardım etmeye nasıl odaklanabiliyorsun? | Open Subtitles | حينها كنت أحتضر كيف يمكن لك أن تكون بهذا التركيز علي مساعدة الآخرين .. رغم أنك تعلم ما قد يكلفك هذا؟ |
| Muhtemelen benzin parası içindekinden daha pahalıya patlar. | Open Subtitles | ربما يكلفك وقود أكثر مما يوجد هنا |
| Tüm şatafatlarıyla beraber, bu robotlardan biri size saf altından bir ameliyata mal olur. | TED | مع كل أجراسه وصفاراته , الروبوت الواحد يكلفك تقريبا ثمن طبيب جراح من الذهب الخالص. |
| - Ölene kadar sana bir şeye mal olmaz. | Open Subtitles | لكن ذلك لن يكلفك شيء الآن إلا عندما تموت |
| Yapma. Parça başı sana 20 $ veriyorum. Sana hiçbir şeye mal olmuyor. | Open Subtitles | . أنا أدفع لك 20 دولار للقطعة هذا لا يكلفك شيئاً |
| Onlar için bir maliyeti yok fakat senin her şeyine mal olabilir. | Open Subtitles | ذلك لا يكلفهم شيئا ولكن يكلفك أنت كل شيء |
| Odadaki her çocuğun gözleri fal taşına döner. Bu size neye mal olur? | Open Subtitles | وستخطف عيون كل الأطفال الموجودين ..وهذا سوف يكلفك |
| Merhaba,China.Bende bilmek isteyeceğin birşey var ama bu sana pahalıya mal olur | Open Subtitles | مرحباً, الصين؟ لدي شيء قد تريدينه و لكنه سوف يكلفك |
| Çok canınız yanacak ve çok pahalıya mal olacak" dediğinde gösterdiğiniz gülümseme. | Open Subtitles | و الذي سيؤلمك كثيراً و يكلفك مالاً كثيراً |
| Odadaki her çocuğun gözleri fal taşına döner. Bu size neye mal olur? | Open Subtitles | وستخطف عيون كل الأطفال الموجودين ..وهذا سوف يكلفك |
| Dikkatsizce konuşmanın hayatlara mal olabileceği herkes tarafından bilinir. | Open Subtitles | بالطبع, من المعروف أن الكلام الطائش قد يكلفك حياتك |
| Yardım etmek için gidiyorsun, bedeli hayatın olmamalı. | Open Subtitles | إن ذهبت مكانًا لتقدم المساعدة على، المكان استقبالك وليس يكلفك حياتك. |
| Ceyrek bir yuzyil boyunca bedeli cekilecek bir yoksulluk icinde yasayacagini dusunmustum. | Open Subtitles | اعتقدتانالعيش في فقر لربع قرن... سوف يكلفك الكثير... |
| Şüphelenmek kolay iş çünkü şüphenin bir bedeli yok. | Open Subtitles | إن الشك بسيط لأنه لا يكلفك شيئاً. |
| Sıcak suyla banyo yapmak size iki tekliğe mâl olur. | Open Subtitles | الحمام يكلفك دولاران للماء الساخن |
| Muhtemelen benzin parası içindekinden daha pahalıya patlar. | Open Subtitles | ربما يكلفك وقود أكثر مما يوجد هنا |
| Bu kişinin yaptığı gibi kaderinize müdahale edebilirsiniz ama bunun size bir maliyet olur. | TED | يمكنك محاولة التلاعب بمصيرك، مثل الذي يقوم به هذا الشخص، ولكن لابد أن يكلفك ذلك شيئاً ما |
| Pekala, bunu es geçmeyeceğim. Bu sana 20 papele patlayacak. | Open Subtitles | حسنا ، هذا سوف لن اسمح به هذا سوف يكلفك عشرين دولاراً اضافية |
| Bunun fiyatı sana bir "kocaya" patlıyormuş. | Open Subtitles | انها سوف يكلفك الزوج واحد. |