| Kimse ona dokunmadı. Kimse onu kaldırıp atmadı. | Open Subtitles | لا يلمسها أحد ولا يتقاذفها أحد |
| Senin dışında kimse ona dokunmasın. | Open Subtitles | و أن تتأكد من أن أحد لن يلمسها ما عداك |
| Onun bir gariplikler balonu içinde düşünün ve Ona dokunan her şey deliye dönüyor. | Open Subtitles | أقصد، تخيَّل وجود فقاعة من الغرابة حوله وأي شيء يلمسها تؤثر عليه |
| Orada bir sürü önemli şey var, kimsenin dokunmasını istemiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لدي الكثير من الأوراق ولا أريد أن يلمسها أحد، مفهوم ؟ |
| Bugün gömeceğiz ve kimse dokunmayacak. | Open Subtitles | . في هذا اليوم يجب أن ندفنه . لا يلمسها أحد منكم |
| Anlaşılan milyonlarca erkeğin Amanda'yı seyretmesi seni rahatsız etmiyor ama biri dokunmaya kalkınca kendini tutamadın. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الجيد حينما ينظر ملايين من الأشخاص إلى آماندا لكن في الدقيقة التي يريد أن يلمسها رجل واحد قمت بالتدخل |
| Ona dokunmamış,bizi aramış, biz gelene kadar da burada kalmış. | Open Subtitles | لم يلمسها اتصل في الحال لا زال بجوارها حتي وصلنا |
| lrma'yı o kadar çok seviyordu ki, herhangi bir erkeğin ona dokunmasına dayanamıyordu. | Open Subtitles | انه كان عاشق لايرما,لذلك لم يستطيع أن يجعل أى رجل آخر يلمسها |
| Onun tekniği, vücuduna dokunduktan sonra dokunduğu nesneleri mıknatısa çevirmek. | Open Subtitles | تقنية ذلك الشخص انه قادر على تحويل الاشياء التي يلمسها إلى مغناطيس بعد أن يلمس جسده |
| Ayrıca kimse onlara dokunamaz. Bu onun özel zulası. | Open Subtitles | لا يستطيع أن يلمسها أي شخص آخر إنها خاصة به |
| Sanki - şeyi hissettim... artık ona başkası dokunuyor, başkası onunla sevişiyor, ve ben onun varlığını... | Open Subtitles | اشعر بأن شخص غيري يلمسها ويمارس الحب معها |
| Ama dün geceye kadar ona hiç dokunmadı. | Open Subtitles | لكنه لم يلمسها حتى ليلة البارحة |
| - Evet, öyle. Bay Stanford ona hiç dokunmadı. | Open Subtitles | كلا السيد " ستانفورد " لم يلمسها |
| Senin dışında kimse ona dokunmasın. | Open Subtitles | و أن تتأكد من أن أحد لن يلمسها ما عداك |
| Bir daha Ona dokunan olursa affetmem! | Open Subtitles | اي شخص يلمسها مرة اخرى سوف اقتله |
| Vücudunun daha az bir kısmının kadına dokunmasını sağladığın için ne düşüncelisin. Evet. | Open Subtitles | يا لها من مراعاة ان يكون جزء صغير منك يلمسها نعم , و انا استخدم النوع المُضلع |
| Hiçbiriniz ona dokunmayacaksınız! Bu konuda ciddiyim. Kimse ona dokunmayacak! | Open Subtitles | لا تلمسها أعنى ذلك، لا احد يلمسها |
| Ona dokunmaya kalkan olursa kafasına bir kurşun deliği açarım, ona göre. | Open Subtitles | أي شخص يلمسها سوف أضع رصاصة في امعائه |
| Epey bir süredir orada kimse dokunmamış, ve evin kötü geçmişi var. | Open Subtitles | لقد ظلت فترة طويلة دون أن يلمسها شخص والمنزل لديه تاريخ |
| Ooh! Anne hediyesi çok önemlidir. Emanet saklarım kimsenin dokunmasına izin vermem. | Open Subtitles | هدية الأم مهمة جدآ أنا سأبقها بأمان لن أدع أحدآ يلمسها |
| Biliyorsun, Jenny. Ben sadece el değmemiş bir kızla evlenirim. | Open Subtitles | كما تعرفين جيني, سأتزوج فتاة لم يلمسها أحد |
| Ona dokunmak bile istemediler. | TED | ولم يكن هناك من يريد ان يلمسها في الاساس |
| Lütfen, bize nereye dokunması gerek göster. | Open Subtitles | عليكِ أن ترينا فقط أرينا أين عليه أن يلمسها |
| Belki de hapın içindeki bir kimyasal biri objeye dokunduğunda onunla tepkimeye giriyordur. | Open Subtitles | التي تتفاعل مع قطعة أثرية عندما يلمسها أحد |