Sanırım kanıtlayabilirim. O gruptaki polislerden biri hakkında bazı bilgilerim var. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يمكنني إثبات ذلك لدي دليل من احد الشرطيين الحاضرين |
İşte, bunu kanıtlayabilirim: işte size minik bir piyango. | TED | أنظروا، يمكنني إثبات ذلك لكم: ها هو يانصيب بسيط. |
Belki bir uçağı kalkmamış gibi gösterebilir ama birinin indiğini mutlaka kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنه إظهار عدم إقلاع طائرة لكن يمكنني إثبات أن هناك طائرة هبطت |
Sen olduğunu kanıtlayamam ama ne gördüğümü biliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني إثبات أنه كان أنت, لكني أعرف ما رأيت. |
Lütfen, size yalvarıyorum. Dün gece öldürüldüm, ispatlayabilirim. | Open Subtitles | أرجوكِ, أتوسل إليكِ لقد تعرضت للقتل ليلة البارحة, يمكنني إثبات ذلك |
Belki de hesabını kapatmalısın. Denedim, ama bunu kim yaptıysa şifremi de değiştirmiş o yüzden kendi sayfam olduğunu bile kanıtlayamıyorum. | Open Subtitles | حاولتُ، لكن مَن فعل ذلك غيّر كلمة السرّ لذا لا يمكنني إثبات أنّها صفحتي |
Babam yokken bunun aksini ispatlayamam. | Open Subtitles | و لا يمكنني إثبات عكس هذا و أبي ليس موجوداً |
Ama gerçek Profesör benim, kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | لكن أنا البروفيسور الحقيقي, يمكنني إثبات هذا |
Onun dosyalarına erişmedim ve bunu kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | ,وهذه طريقة طويلة لقول كلا , كلا لم أدخل إلى ملفاته و أجل يمكنني إثبات ذلك |
Söylediklerimi kanıtlayabilirim. Onlardan bir kaçını yakaladım. | Open Subtitles | يمكنني إثبات ما أقول، قبضت على بعضهم |
Her şeyi yanlış anladınız. Bütün gün burada olduğumu kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني إثبات كوني بالمكتب طوال اليوم |
Sarhoş değilim ve bunu kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | أنا لست ثملاً حقا و يمكنني إثبات ذلك |
Batı bu taraf ve bunu kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | الغرب في ذلك الإتجاه و يمكنني إثبات ذلك |
kanıtlayamam ama iliklerime kadar hissediyorum bunu. | Open Subtitles | لا يمكنني إثبات ذلك ولكنني أشعر بهذا من داخلي |
Yalan söylüyor olabilir. kanıtlayamam ama. | Open Subtitles | من المحتمل أنها تكذب لكن لا يمكنني إثبات ذلك |
kanıtlayamam ama biliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني إثبات ذلك أو ماشابه لكني أعرف |
Bunun yanlış olduğunu ispatlayabilirim. Sabah gazetesi burada. | Open Subtitles | يمكنني إثبات خطأ هذا لك يا سيدي ها هي جريدة الصباح |
Ama motoru bulursanız olay yerinde bulunduğunu ispatlayabilirim. | Open Subtitles | لكن إذا وجدت الدراجة النارية، يمكنني إثبات وجودها في مسرح الجريمة. |
Ancak Majestelerinin hoşuna giderse tam tersini de ispatlayabilirim! | Open Subtitles | لكن... يمكنني إثبات عكس ذلك إذا أراد سموه |
Bencede o öldürmedi ama bunu kanıtlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أظنه فعل ايضاً لكن لا يمكنني إثبات هذا |
Henüz kanıtlayamıyorum ama açıkçası beni vurdu sayılır. | Open Subtitles | ولا يمكنني إثبات ذلك بعد ...ولكنه، قام بإطلاق النار عليَّ نوعًا ما ماذا؟ |
Değiştim. - Biliyorum, bunu ispatlayamam. | Open Subtitles | . أعرف أنه لا يمكنني إثبات هذا - . أنا أصدقكِ - |
İspat edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إثبات هذا. |