| Ve bir sürü aptalca soru var. Bazen matematiğin, sorulara yanıt vermek için bize güç vermesini seviyorum. | TED | تصلني الكثير من الأسئلة الغبية، وأحب كون الحساب يمنحني القوة لأجيب عليها أحيانًا. |
| O anda neye ihtiyacım varsa bana vermesini istiyorum. | Open Subtitles | ..أنا أطلب منه أن يمنحني ما أحتاجه في اللحظة |
| Umarım Allah size hizmet etmem için bana güç kuvvet verir. | Open Subtitles | على العموم، أسأل الله تعالى أن يمنحني القوة و يوفقني لخدمتكم |
| İyi. Bu bana jambona ek parlak katman koymam için zaman verir. | Open Subtitles | جيد، ذلك يمنحني الوقت لاضافة طبقة أخرى من الزيت على اللحم. |
| Mahkeme bana 5 ayrı telefonda 90 gün için izin verdi. | Open Subtitles | يمنحني إذن المحكمة حقّ التنصّت على 5 هواتف لمدّة 90 يوماً |
| O parayı da bana zevk veren şeylere harcamayı severim. | Open Subtitles | و أنا أحب أن أنفق مالي على ما يمنحني السعادة |
| Hayvan olmayabilirsin, Spartacus... ama bu zavallı gösterin, adam olabileceğin konusunda... bana pek umut vermiyor. | Open Subtitles | ربما لا تكون حيوان , سبارتاكوس لكن هذا العرض المؤسف يمنحني أملا ضعيفا جداً أنك ستبقى رجلا للأبد |
| Sana söylüyorum Charles bu evliliği devam ettirdiğim sürece Tanrı bana başka çocuk vermeyecek. | Open Subtitles | أقول لك، يا تشارلز الرب لن يمنحني المزيد من الأطفال اذا استمريت بهذا الزواج |
| Her şeyden önce bana berrak bir entelektüel bakış açısı vermesini istiyorum. | Open Subtitles | قبل كل شيء طلبت منه أن يمنحني نظرة فكرية عامّة واضحة |
| Tanrıdan sık sık günlük ekmeğimi vermesini istiyorum. | Open Subtitles | أنا عادة أسأل الرب أن يمنحني خبزي اليومي |
| Sahibinin metne bakıp üzerinde çalışmamıza izin vermesini umuyordum ama geçti artık. | Open Subtitles | كنت آمل أن يمنحني المالك فرصة لدراسة و تفحص ذلك الدستور و الآن لقد ضاع كل شيء |
| Eğer o istediklerimi veremezse başkası verir. | Open Subtitles | ان كان لا يستطيع ان يمنحني ما اريد، فهناك شخص آخر يستطيع. |
| Ayrı yaşama belgesini imzaladın ki bu bana 1000 daha verir... | Open Subtitles | لكنك وقّعت على إتفاق طلاقٍ يمنحني ألف دولار إضافي كنفقة |
| Bu testi reddetmek bana seni kovmam için bir sebep verir. | Open Subtitles | رفض إجراء الإختبار يمنحني الصلاحية لفصلك |
| Bu yüzden öncü birliğin kumandanı olma şerefini verdi bana. | Open Subtitles | ولذلك فهو يمنحني مركزا نبيلا كقائد لطليعة القوات |
| Hakim bana 4 hafta sonundan sadece 3 ünü verdi. Hala onun yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | فالقاضي يمنحني 3 عطلات أسبوعية من 4 لكنني أحتاج إلى تعاونها |
| Anlaşılan, Gabe ile çıkmam için gereken cesareti bulmamı bekleyemedi ve en iyi arkadaşımla çıkmaya karar verdi. | Open Subtitles | غايب لم يمنحني الفرصة لنكمل علاقتنا لذا .. قرر أن يكون علاقة مع أعز صديقاتي |
| Her sabah bana yataktan çıkmam için bir amaç veren kişiye sahip olduğum için minnetarım. | Open Subtitles | انا شاكر لوجود احدهم في حياتي الذي يمنحني السبب للنهوض من الفراش كل صباح |
| Bana güç veren geçmişteki askeri deneyimim değil Başdiyakoz. | Open Subtitles | خدمتي العسكرية في الماضي ليست هي من يمنحني القوة يا رئيس الشمامسة |
| Bana herhangi bir şey veren tek kişi. | Open Subtitles | -إنه أول رجل لطيف ألتقي به في حياتي وأول من يمنحني شيئاً |
| Bu enerjiyi bırakmadan önce güvenli bir ortamda tamponlamaya çalışıyorum, ama General Hammond çok fazla zaman vermiyor. | Open Subtitles | انا أعمل على إيجاد طريقة لتخفيف الطاقة في بيئة اكثر امنا قبل التفريغ، ولكن الجنرال هاموند لم يمنحني الكثير من الوقت |
| Ama içimdeki bu şey yinede bana huzur vermiyor. | Open Subtitles | بذلك الشيء الذي يجول بداخلي ولا يمنحني السكينة |
| Babam bana bir pozisyon vermeyecek, çünkü veremez. | Open Subtitles | أبي لن يمنحني منصبا لأنه لا يستطيع |