| Bu adama olan sevgin, yapmak istediğin şeyi yapmana engel olmasın. | Open Subtitles | لا تتركي حبّك لهذا الرجل يمنعك من فعل ما أردتِ فعله. |
| Kendini aptal yerine koymana engel olmaya çalıştım. | Open Subtitles | أنا مجرد حاول أن يمنعك من صنع أحمق من نفسك. |
| Bu gelecekte basketbol oynamanıza engel olacaktır. | Open Subtitles | و هذا قد يمنعك من لعب كرة السلة في المستقبل |
| Bu, rüyalarında biri seni kovaladığı zaman yatağından kaçmanı engelleyen şeydir. | TED | وهو ما يمنعك من الجري أثناء النوم عندما تطاردك الأشباح في أحلامك. |
| Bu kadınla ilişki kurmanı engelleyen bir şey var. | Open Subtitles | انت مهتم بامرها,لكن هناك شيء يمنعك من بدء علاقة معها |
| Sen ya bir azizsin ya da kalbinin derinliklerinde bir yerde seni bunu yapmaktan alıkoyan bir şey var. | Open Subtitles | إما أنك قديس أو أن شيئا موصد بقوة في داخلك يمنعك من أن الاستجابة بكامل قوة قلبك |
| Şimdi en çok sevdiğin şey seni zirveye ulaşmaktan alıkoyuyor. | Open Subtitles | الآن الشيء الذي تُحبّه أكثر يمنعك من الوصول إلى القمّة |
| Beni ve adamlarımı öldürmekten ne alıkoyacak sizi? | Open Subtitles | مالذي يمنعك من حصولك علي ومن قتل رجالي؟ |
| Dans etmeye başladığımda o hayatı bıraktım. Bu elendiğinde jüri üyelerinin üzerine gitmeni engellemedi. | Open Subtitles | أجل، حسناً، ذلك لمْ يمنعك من التعبير عن سخطك على الحكّام عندما تمّ استبعادك. |
| Hem diyabetinin geceleri çalışmanı engellemesi maça gitmeni engelleyecek değil. | Open Subtitles | من العمل ليلا فليس معناته ان يمنعك من الذهاب للمباراة. |
| Ama şimdi hayatını mahveden kadına duyduğun çocukluk aşkın, beni kurtarmana engel oluyorsa bu düşüncemi gözden geçirmem gerekecek. | Open Subtitles | ولكن بما أن صبيّك قد سحق المرأة التي دمّرت حياتك .. يمنعك من إنقاذ حياتي |
| İçişleri Güvenlik, bir cinayet davasında oyunu kurallara göre oynamana engel oluyor. | Open Subtitles | الأمن الداخلي يمنعك من القيام بتحقيق سليم |
| Sana bağırmak tekrar işi berbat etmene engel olabilir. Berbat falan etmedim. | Open Subtitles | الصراخ في وجهك ربما يمنعك من الفشل في هذا مرة أخرى |
| Ama gayriresmî olarak senin beni arayıp eski patronunla ilgili konuşmana engel bir durum yok. | Open Subtitles | ولكن فيما عداه، لا يوجد سبب يمنعك من الاتصال بي في حال كان هنالك ما تودّ إخباري به عن رئيسك السابق |
| Bunlar düzgün bir seks hayatı yaşamana engel oluyor. | Open Subtitles | كُل ذلك يمنعك من الحصول على حياة جنسية كاملة |
| Beyine görüntü gönderebiliyorsan, beyinden görüntü çekip almanı... engelleyen şey ne? | Open Subtitles | إذا كان بمقدرك إدخال صور إلى الدماغ فما الذي يمنعك من إنتزاع الصور من خارج العقل؟ |
| Gitmeni engelleyen tek şey, kötü genlerin ve açgözlülüğün. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمنعك من الهجوم الآن هو أصلك وطمعك السيئ |
| Yarın bir oto yıkama açmaktan seni alıkoyan ne? | Open Subtitles | ما الذي يمنعك من فتح مغسلة للسيارات غدا؟ |
| Fakat içindeki bir şey bu hisleri kabul etmekten alıkoyuyor seni. | Open Subtitles | لكن شيئاً قوياً بداخلك يمنعك من الإقرار بهذه المشاعر |
| Bunu yine yapmaktan seni ne alıkoyacak? | Open Subtitles | ما الذي يمنعك من فعل هذا مرة اخرى؟ |
| Ama bu kafasına tuğla ile vurmanı engellemedi değil mi? | Open Subtitles | هذا لم يمنعك من ضربه على الرأس بحجارة |
| Bütün saygımla birlikte, Bay Gekko, aynı şeyi sizin yapmanızı ne engelleyecek? | Open Subtitles | مـا الذي يمنعك من عمل نفس الشيء الملعون؟ |