| Normalde Büyük Kanyon'a gidecektik ama hep kafası dumanlı olduğundan yol kenarına çekip duruyordu. | Open Subtitles | تقريباً سيذهب لوادي كانيون ولكنه ظل ينتشي ويتوقف على جانب الطريق |
| kafası güzel gitsin bari mi dedin? | Open Subtitles | أردتِ له أن ينتشي وهو في طريقه لمُفارقة الحياة |
| Bizi dövmeden önce, babamızın kafası kıyak olurdu. | Open Subtitles | والدنا كان ينتشي قبل ان يضربنا |
| Yani seçimi ya kirli iğneyi kabul etmek ya da kafayı bulmamaktı. | TED | وكان الخيار بالنسبة له اما ان يتقبل الابرة الملوثة .. او ان لا ينتشي |
| Bir bağımlı kafayı her bulmak istediğinde daha fazla uyuşturucu ister. | Open Subtitles | في كل مرة المدمن يحتاج الى جرعة يحتاج لجرعة اكبر كي ينتشي |
| kafayı bulmak için kimyasal kokluyor. | Open Subtitles | يقوم بعراك انه يستنشق الكيماويات لكي ينتشي |
| Hayır. Seksten önce kafası güzel oluyor, çünkü ona yetmiyorum. | Open Subtitles | لا، انه ينتشي قبل الجنس لانني لا اكفي |
| Vardiyasını ektiği an evinde kafayı bulduğunu anladım. | Open Subtitles | أيقنتُ بذلك حين فوّت مناوبته، كان في منزله ينتشي |
| "Bebek katili Yönetici haplarla kafayı buluyor." diye | Open Subtitles | -المدير التنفيذي -قاتل الأطفال" "ينتشي بالحبوب |
| Elebaşı, kafayı bulmayı ve transformers oyuncaklarını seks yapıyor gibi göstermeyi seven Stevie adında 13 yaşındaki bir çocuk. | Open Subtitles | إنه طفل ، اسمه ( ستيف ) وعمره 13 عامأً ويحب أن ينتشي ، ويجعل ألعابه وكأنها تمارس الجنس |
| kafayı bulunca saçmalamaya başlıyor. | Open Subtitles | ينتشي ويبدأ يتفوّه بالتفهات |
| Lehder, Lehder olmanın gerektirdiği gibi, kafayı bulup radyolarda yayınlara katıldı. | Open Subtitles | بقي (ليدر) على حاله ينتشي ويتكلم عبر الإذاعة |