| Ellerindeki teknolojiyi düşünürsek, bu onları durdurmaz ama bize biraz soluklanacak alan bırakır. | Open Subtitles | بما انهم لديهم تلك التقنية، فان ذلك لن يوقفهم ولكن هذا سيعطينا غرفة المعيشة |
| Bahis kazanmayı kafalarına koydular mı onları hiçbir şey durduramaz. | Open Subtitles | عندما يريد هؤلاء الرجال ان يفوزا بالرهان فلن يوقفهم شىء |
| Amerika'da her yere gidebilirler. Onları durduracak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | يمكنهم الذهاب الى أى مكان فى الولايات المتحده لا يوجد شئ يوقفهم |
| Artık neler yapabileceklerini biliyorum ve biliyorum ki teslim olmam onları durdurmayacak. | Open Subtitles | لذا الاَن أعلم بالضبط ما هم قادرون عليه وأعلم أن الاستسلام لن يوقفهم |
| Birilerinin onları durdurması gerek. | Open Subtitles | يجب أن أحدهم أن يوقفهم. كما تعرف، إذا قال الجميع، |
| Şiddet yanlısı insanlar onu saf dışı etmeden durmayacaklar. | Open Subtitles | الاشخاص العنيفة لن يوقفهم اي شئ لتصفيته |
| Bu onları durdurmalı. | Open Subtitles | يفترض بهذا أن يوقفهم |
| Onları durdurmadı, seni neden durdursun? | Open Subtitles | حاربوا مشعوذين و أنجبوا أطفال هذا لم يوقفهم ، فلماذا أنت ؟ |
| Herkes kaçıyor işte! Kimsenin durdurduğu yok! | Open Subtitles | الجميع يغادرون بلا إذن ولا أحد هنا يوقفهم |
| Niçin kimse durdurmamış uçağı? | Open Subtitles | لماذا لم يوقفهم أحد ؟ |
| Tüm dünyayı almadan önce birileri onları durdurmalıydı. | Open Subtitles | يجب أن يوقفهم شخص ما قبل أن يحتلوا العالم بأكمله |
| Çelik ağ onları durdurmaz mı, efendim? | Open Subtitles | حتى الفولاذ لن يوقفهم ، سيدى؟ |
| Bu onları durdurmaz. | Open Subtitles | وهذا لن يوقفهم |
| Kimse onları durdurmaz. | Open Subtitles | لا أحد يوقفهم |
| Hiçbir bok onları durduramaz. | Open Subtitles | انهو قادمون فى الحال لا شئ سوف يوقفهم |
| Hiçbirini hiçbir şey durduramaz. | Open Subtitles | كبرو لأشخاص رائعين جداً {\cC2BBAFF}.لا شيء سوف يوقفهم |
| Kağıdı yok etmen birlikte olmalarını durduramaz. | Open Subtitles | وإتلافها لن يوقفهم عن المواعدة |
| Amerika'da her yere gidebilirler. Onları durduracak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | يمكنهم الذهاب الى أى مكان فى الولايات المتحده لا يوجد شئ يوقفهم |
| Çok yakında sürgün edilenler geri dönecek ama onları durduracak hiç kimse olmayacak. | Open Subtitles | قريباً سيعود الذين طُردوا منها و لن يوقفهم أحد |
| Yine de, haberin olsun, kepçe çalmak onları durdurmayacak. | Open Subtitles | عليك أن تعلم، سرقة حفار واحد لن يوقفهم |
| Artık onları hiçbir şey durdurmayacak. | Open Subtitles | ولن يوقفهم الآن شيئاً |
| Hey, birinin bunu durdurması gerekmez mi? | Open Subtitles | أليس مِن المُفترض أن يوقفهم أحد ما؟ |
| Hiçbir şekilde durmayacaklar. | Open Subtitles | لن يوقفهم أي شيء |
| Onların yaptıklarını önemsemiyor olabilirsin ama ben önemsiyorum ve birileri onları durdurmalı. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}،لأنّكِ قد لا تكترثين لما قاموا به إنّما أنا أكترث. -و يجب أن يوقفهم أحد . |
| İnsanlar büyük ihtimalle bu adamların da tuhaf olduklarını düşünmüşlerdir, ama bu asla onları durdurmadı. | Open Subtitles | الناس على الأرجح أعتقدوا بأن هولاء الأشخاص غرباء أيضاً لكن ذلك لم يوقفهم |
| Kimsenin durdurduğu yok! Bunun bir parçası olmalıyım! | Open Subtitles | الكل يذهب بدون إذن، لا أحد يوقفهم |
| El Vengador onları neden durdurmamış? | Open Subtitles | لمَ لم يوقفهم (إلفينغادور)؟ |
| Birisi onları durdurmalıydı! | Open Subtitles | على أحدهم أي يوقفهم وما الذي فعلته أنت؟ |
| Sadece, dört elemente hükmedebilen Avatar onları durdurabilirdi. | Open Subtitles | فقط المجسد المتحكم بالعناصر الأربعة يمكنه أن يوقفهم |