| Yoli birkaç hafta önce bir çeteyi incelerken bunları gönderdi. | Open Subtitles | إختارت (يولي) هذا عندما كانت تُراقب العصابة قبل بضعة أشهر. |
| Bakın, Yoli'nin araştırma raporunda Perrylerden bahseden hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | إسمعي، لا شيء في تقارير مُراقبة (يولي) يذكر عصابة "بيري". |
| Gerçek adı Yolanda Concepcion'du. ...ama herkes ona "Yoli" diyordu. | Open Subtitles | (يولاندا كونسيبسيون) كان اسمها الحقيقي، ولكن ناداها الجميع بـ(يولي). |
| Hayır ama Yoli'nin günlük programını az çok biliyordum. | Open Subtitles | كلاّ. لكنّي بالكاد عرفتُ ما تقوم به (يولي) على أساس يومي. |
| Neden her bulmacaya Ulee's Gold filmini koyarlar? Sıra bende miydi? | Open Subtitles | لماذا توجد كلمة "يولي قولد" في كل الكلمات المتقاطعة؟ |
| Ulli. | Open Subtitles | (يولي) |
| Sen ve Yoli, aileye böyle yardım ettiğine göre çok yakın olmalısınız. | Open Subtitles | لابدّ أنّكِ و(يولي) مُقرّبتين للغاية لمُساعدة العائلة بهذه الطريقة. |
| Yoli'nin iş yerinden biriyle duygusal bir ilişkiye girip girmediğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف ما إذا كانت (يولي) على علاقة عاطفية مع أي شخص في العمل؟ |
| Senden, Yoli'nin rüşvet alıp almadığını ya da Perry'ler denilen çeteyle bir bağlantısı var mı araştırmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تكتشفي لو كانت (يولي) تعمل أو على اتصال مع عصابة تدعى فتيان (بيري). |
| Peki, sen ve Yoli yakın olmalısınız? | Open Subtitles | إذن لابدّ أنّكِ و(يولي) قد كنتما مُقرّبتين؟ |
| Yoli cinayetini araştıran CBI ekibinin bir üyesiyim. | Open Subtitles | أحد أفراد مكتب (كاليفورنيا) للتحقيقات الذين يُحققون بجريمة قتل (يولي). |
| Eğer öyleyse Vega davasını neden sen değil de Yoli aldı? | Open Subtitles | إذن لمَ تولّت (يولي) قضيّة (فيغا)، وليس أنت؟ |
| Evet, Perry'lerin evindeki 0.38 kalibrelik Yoli'nin cinayetinde kullanılandan yani iki olayda da aynı silah kullanılmış. | Open Subtitles | أجل، أغلفة عيار 380 التي عثر عليها في منزل (بيري) تُطابق التي وجدت بمسرح جريمة قتل (يولي)، كلّ من المسدس نفسه. |
| Ayrıca sonuçlara göre Perry'ler de Yoli'nin öldürüldüğü gece öldürülmüş. | Open Subtitles | ويضع الطبيب الشرعي وقت وفاتهم في نفس الليلة التي قتلت فيها (يولي). |
| Perry'leri öldüren silah Yoli Concepcion'u öldüren silahın tıpa tıp aynısıydı. | Open Subtitles | المسدّس الذي أستخدم لقتل فتيان عائلة (بيري) كان هو المسدّس نفسه الذي أستخدم لقتل (يولي كونسيبسيون). |
| Madem Yoli teşkilatta kirli bir polis olduğunu düşünüyordu neden bana söylemedi? | Open Subtitles | عندما إشتبهت (يولي) بوجود شرطي قذر، فلمَ لم تأتِ إليّ؟ |
| Perry'leri Yoli'yi öldürmeye gidecek kadar işe çektin ama sonra neden onları da aynı silahla öldürdün? | Open Subtitles | لقد عملتِ بشدّة لتوريطهم بتهمة قتل (يولي)، وبعد ذلك قتلهم بنفس المُسدّس؟ |
| Yoli'den öğrendiklerimizden yola çıkarak dün gece Vega'nın yerine baskın düzenledik ve 10 kilo kokainle birlikte tutukladık. | Open Subtitles | ممّا تعلمناه من (يولي)، وجدنا عمليّة (فيغا) الليلة الماضية، وإعتقلناه وبحوزته 20 باوند من الكوكايين. |
| Ama Yoli'nin kimliği gizli kalmalı. | Open Subtitles | ولكن هويّة (يولي) يجب أن تبقى سريّة. |
| Hani her zaman "Ulee's Gold"un "Ulee"sini sesli harflerinden dolayı kullandıklarını söylerim ya. Söylesene, söylesene. | Open Subtitles | أتذكرون عندما قلت أنهم يستخدمون كلمة (يولي قولد) لحروف العلّة؟ |
| Ulli için. | Open Subtitles | من أجل (يولي) |