| Yani, yarın sabah gününün yarısını, tuvalet kağıtlarını binadan çıkararak geçireceksin. | Open Subtitles | أعني أنّك ستخسر نصف يوم غداً بسهولة لأي أعذار كإنزال مناديل حمّام المبنى |
| Git ve İsmail'e de ki insanlara savaşın yarın biteceğini söylesin! | Open Subtitles | إذهب وأخبر إسماعيل لإعلام الناس أن الحرب ستنتهي يوم غداً |
| Git ve İsmail'e de ki cami mikrofonundan halka savaşın yarın biteceğini söylesin. | Open Subtitles | إذهب وأخبر إسماعيل لإخبار الناس على مكبّر صوت المسجد أن الحرب ستنتهي يوم غداً |
| Hava tahmincisi yarın güneşli olacak diyor, ama yanılıyor. | Open Subtitles | سيدة الطقس قالت إن يوم غداً سيكون مشمساً لكنها مخطـئـة |
| Değil mi? Sanki yarın gün ışıklarını görmeyecekmişiz gibi. | Open Subtitles | يا هذا, إن لم نكن متلهفين لأول يوم غداً. |
| Bugün mesajla yarın brunch'a gelmek ister misin dedi mi? | Open Subtitles | راسلتني اليوم وتسألني اذا كنت أريد ان أذهب الى الغداء يوم غداً ؟ |
| Evet? - yarın için izin alabilir miyim? - Olur. | Open Subtitles | هل من الممكن أن أأخذ يوم غداً اجازة؟ |
| Umarım bu cesaretinizi yarın da korursunuz. | Open Subtitles | أتمنى أن تحتفظ بهذه الشجاعة يوم غداً |
| Belki yarın bir şeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | ربما , ربما يوم غداً أو ما شابه ؟ |
| Yoksa yarın, bir katliam olacak. | Open Subtitles | وإلا سيكــون يوم غداً ملـي بالدمــاء |
| Tracy yarın için çalışmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | (ترايسي)، لقد قلت بأنك ستأخذ يوم غداً عطلة |
| - Şimdi ihtiyacım var. - yarın dedim! | Open Subtitles | أحتاجه الآن قلت يوم غداً |
| - Uyumak için bir yer bulmalıyız. yarın yoğun olabiliriz. | Open Subtitles | يوم غداً سيكون يوماً حافلاً |
| yarın, isyanın elebaşları için yapılan soruşturmanın gidişatı hakkında bilgi almak istiyorlar. | Open Subtitles | يوم غداً سيقيمون جلسة تحقيق |
| Ama Malik'ler yarın gelecek. | Open Subtitles | لاكن المفروض (المالك) ياتون يوم غداً |