| - Viyaklamalar. | Open Subtitles | يَصْرخُ. |
| Viyaklamalar budur işte. | Open Subtitles | الذي يَصْرخُ. |
| Herkes bağırıyordu. | Open Subtitles | إنّ المكانَ الكاملَ يَصْرخُ. |
| Ama bağırıyordu. | Open Subtitles | فقط هو كَانَ يَصْرخُ. |
| çığlık atmadı, köpek karnını tıka basa doyurduğunda Kevin'in bağırsakları her yere dağılmıştı | Open Subtitles | إنه لا يَصْرخُ. لَيسَ حتى عندما كان الكلب يأكله وأحشاء كيفين متمددة في كل أرجاء المكان |
| - Evet, bağırıyordu. - Acıkmıştır. | Open Subtitles | نعم، هو كَانَ يَصْرخُ بعيداً! |
| Bu da benim "Mübaşirim küçük bir kız gibi çığlık atıyor" yüz ifadem. | Open Subtitles | هذا وجه حاجبي يَصْرخُ مثل بنت صغيرة |
| Ve şüpheli çığlık atmıyordu. | Open Subtitles | والموضوع ما كَانَ يَصْرخُ. |
| Adama çığlık atma. | Open Subtitles | - لا يَصْرخُ في وجهِ الرجلَ. |