| Tabi ki, önemli., suikastçı bu evi biliyor, ve bizleri tanıyor. | Open Subtitles | نعم، من مهام القاتل أن يَعْرفُ من في البيتِ وكم عددهم |
| Bay Biegler, Barney'nin babam oldugunu biliyor. | Open Subtitles | ان، السّيد بيغلر يَعْرفُ ان بارني كَانَ أبي. |
| Ve kim bilir kaç çocuk normal bir hayata adım atacak. | Open Subtitles | ومَنْ يَعْرفُ كم عدد الأطفالُ الذين سيصابون فى الحياة الطبيعية ؟ |
| Gelecek sene bu zamanlarda senin ve benim nerede olacağımızı kim bilir? | Open Subtitles | من يَعْرفُ اين ممكن ان نكون انا و انتي في مثل هذا الوقت من السَنَة القادمة؟ |
| Bu arabayı aldığından Tuck Pendelton'un haberi var mı? | Open Subtitles | هل تك بيندلتون يَعْرفُ بانك واخد سيارته؟ لا |
| Onu dinleme anne. Ne dediğini bilmiyor. | Open Subtitles | لا تُستمعْ إليه يا أمّي هو لا يَعْرفُ ما يَقُولُ |
| Bu çevrede pahalı mücevherlerin kime ait olduğunu bilen adam siz misiniz? | Open Subtitles | أنت الرجلَ الذي يَعْرفُ مَنْ يَمتلكُ أفضل مجوهراتِ في هذا الجوارِ ? |
| René, seni isteyen her erkeği arzuladığını biliyor mu? | Open Subtitles | هل يَعْرفُ رينيه بأنّكي تَرْغبيُ كُلّ رجل يُريدُك؟ |
| Bana kalırsa, ...beni kandıramayacağını biliyor. | Open Subtitles | أما بالنسبة لي، يَعْرفُ بأنّه لا يَستطيعُ خَدْاعي. |
| Birşeyler yapmalıyız. Bu sefer ciddi. Sanırım sınavlarla ilgili her şeyi biliyor | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نَفعلُ شيءُ، إنه جدّيُ هذه المرة أعتقد إنه يَعْرفُ عن الإمتحاناتِ |
| Artık herkes Susan ve senin gölde olduğunuzu biliyor. | Open Subtitles | الآن كُلّ شخص يَعْرفُ بأنّك وسوزان كَنتم فوق في البحيرةِ. |
| Emrimdeki herkes benden çok şey biliyor. | Open Subtitles | الآن كُلّ شخص تحتي يَعْرفُ أكثر مِنْ أَنِّي أعْمَلُ. |
| Bir erkek çocuk ve varis hakkında konuşmuştuk ve eğer onu çok sık görseydin kim bilir hangi piçe adımı vermek zorunda kalacaktım. | Open Subtitles | رغم ذلك، فقد تَحدّثنَا عن إبن ووريث وإذا كنتي تتطلعي كثيراً إليه من يَعْرفُ أياً من اللقطاءَ سأَعطيه اسمَي |
| İyi bir polis her an hazırdır. İyi bir polis şehrin sokaklarını iyi bilir. | Open Subtitles | الشرطي الجيد مستعد دائماً الشرطي الجيد يَعْرفُ شوارعَ المدينةَ |
| Evsiz, soğuktan donmuş, Allah bilir neyle kafayı bulmuş, böylece ölmüş. | Open Subtitles | هو مشرّدُ، برودة، محشّش على الله يَعْرفُ الذي، يَمُوتُ. |
| Peki Raja bilmem ne Roy'un bizim geleneklerimizden haberi var mı? | Open Subtitles | أمير حاكم مَنْ روي ماذا يَعْرفُ عن تقاليدِنا؟ |
| Bunu kimse bilmiyor, ve sormanı tavsiye etmem. | Open Subtitles | لا أحد يَعْرفُ ولا احد من المفترض ان يسأل |
| Boksu bilen herkes dövüşte şike olduğunu anlardı. | Open Subtitles | أي شخص يَعْرفُ الملاكمة تَعْرفُ القتال افضل |
| Biliyorum oraya göre değilim. | Open Subtitles | انا يَعْرفُ. انا نوع في مكان غير ملائم هناك. |
| Ne zaman bolca vakti olduğunu bilebilir. | Open Subtitles | يَعْرفُ متى سَيكونُ عِنْدَهُ الكثير مِنْ الوقتِ. |
| Olayları nasıl yargılayacağımı gerçekten bilmiyorum. | Open Subtitles | آي حقاً لا يَعْرفُ كَيفَ يَحْكمُ الأشياءَ. |
| - Hangi otobüs olduğunu bilmek isterim. | Open Subtitles | أنا اريد ان يَعْرفُ الذي حافلة هي كَانتْ. |
| Eğer senden bir gerçeği saklıyorsa senin kalbini bildiği için saklıyordur. | Open Subtitles | إذا هناك بَعْض الحقيقةِ للحَمْل منك، يَفعل ذلك لأنه يَعْرفُ قلبَكَ. |
| Benim duygularımı öğreninceye kadar kendi duygularının... ...farkında bile olmayabilir de. | Open Subtitles | هو قَدْ لا يَعْرفُ حتى أنا مجنونة حتى يَسْمعْ مشاعرَي |
| Kardeşinin nasıl öldüğünü ve sorumlusunu bildiğini söylemiş. | Open Subtitles | وبأنّه يَعْرفُ كَمْ أَخّوه ماتَ والذي مسؤول وكُلّ الذي هناك. |
| Bu kabul etmek zor geliyor ama beni gerçekten tanıyan tek kişi o. | Open Subtitles | يَآْذيني لقَول هذا، لكن الشخصَ الوحيدَ الذي يَعْرفُ حقاً بأنّ ني ه. |
| Bakalım neler biliyormuş. | Open Subtitles | حَسناً، دعنا نَكتشفُ الذي ما عدا ذلك يَعْرفُ. |