| Ben basınım bu canlı yayın herkes sizi izliyor | Open Subtitles | انا من الصحافه، الجميع يُشاهد ماذا تفعل فتاه جيده |
| Okuduğu kitaptan sıkılmış ve tüm gün TV izliyor. | Open Subtitles | و يشعر بالملل لأنه قرأت كتاباً و يُشاهد التلفاز طوال اليوم |
| Biri bir şey izliyor. Ara sıra oluyor böyle. | Open Subtitles | ـ أحدهم يُشاهد شيئاً ما، إنه يحدث أحياناً |
| Polisler, haberciler, haberlerde röportajınızı izleyen herkes... | Open Subtitles | المُراسلين الجميع يُشاهد إجتماعاتك على الأخبار |
| - İşte böyle. - Çocuğa izletin! | Open Subtitles | ـ ها نحنُ هُنا ـ فلتدعه يُشاهد |
| Kocası maçı izlerken kafasını patlatmıştı. | Open Subtitles | وأطلقت النار على رأس زوجها بينما هو يُشاهد مباراه |
| Tanıdığım herkes izliyordu. | Open Subtitles | أعنى, كل شخص أعرفه كان يُشاهد هذا_BAR_ |
| Üzgünüm. Buradaki herkes bir kız tarafından yenilen adamı izliyor mu? | Open Subtitles | معذرة، هل كلّ شخصٍ مُتواجد هُنا يُشاهد الرجل يتعرّض للهزيمة بواسطة الفتاة؟ |
| Büyük kardeş izliyor. | Open Subtitles | مهلاً، "الأخ الأكبر" يُشاهد "الأخ الأكبر: برنامج تلفزيوني وقائعي" |
| Demek onca zaman biz bunu porno izliyor diye biliyorken, bu güzel kızla mesajlaşıyormuş. | Open Subtitles | أتضح أنه طيلة ذلك الوقت الذي كنا نَعتقد أنه يَجلس أمام حاسوبه يُشاهد المواد الخلاعية. كانَ في الحقيقة يِراسل هذه الجَميلة. |
| Haydi gel. Herkes televizyon izliyor. | Open Subtitles | هيا، الجميع يُشاهد ذلك على التلفاز |
| Reina'nın babası izliyor ama. Reina onlara mastürbasyon filmleri diyor. | Open Subtitles | والد (رينا) يُشاهد أفلاماً إباحية (رينا) تدعوهم أفلام الإستمناء |
| İkimizin de iyi bildiği gibi Anson şu anda bizi izliyor. | Open Subtitles | أنتَ وأنا نعلم بأنّ (آنسون) يُشاهد الآن. |
| Ted bizi izliyor mu dersiniz? | Open Subtitles | هل تظن ان تيد يُشاهد ؟ |
| Bunu izliyor olmalıydı. | Open Subtitles | يُفترض أن يُشاهد هذا. |
| - Futbol mu izliyor? | Open Subtitles | هل يُشاهد كرة القدم؟ |
| Hayalet avcılığı için standart bir alet. Discovery Channel'ı izleyen herkes bilir. | Open Subtitles | أداة مألوفة لمهنة صيد الأشباح، كأيّ شخص يُشاهد قناة (ديسكفري) سيعرف ذلك. |
| Aman Tanrım, kendimi maymunların çiftleşmesini izleyen Jane Goodall gibi hissediyorum. | Open Subtitles | يا إلهي، أشعر مثل (جين غودال) يُشاهد طقوس تزاوج رئيس الأساقفة. |
| Fakat hemen yakında, durumu izleyen bir kamyonet var. | Open Subtitles | لكن ... . يُشاهد في مكان قريب |
| Çocuğa izletin! | Open Subtitles | فلتدع الطفل يُشاهد |
| Herkes maçı izlerken, bir kuş avlunun otuz metre üstünde uçar. | Open Subtitles | لذا بينما يُشاهد الجميع المُباراة، يُحلّق عصفور بإرتفاع 30 قدم من الملعب. |
| - Sadece biraz porno izliyordu. | Open Subtitles | -لقد كان يُشاهد مقاطع إباحية فقط |