| Ben büyürken bile kısmen şöyle bir görüş vardı: "Bakteriyal enfeksiyon sorununu çözdük. Artık antibiyotiklerimiz var." | TED | وإلى حدٍ ما، حتى في وقت نشأتي كان المفهوم هو أننا حللنا مشكلة الالتهابات البكتيرية لأن لدينا المضادات الحيوية. |
| - Öyle oldu. Birçok sorunu çözdük, ve birçok yenisini yarattık ! | Open Subtitles | حللنا العديد من المشاكل وخلقنا اكثر منها بكثير |
| Kayma ve denge sorunlarını çözdük. | Open Subtitles | حللنا مشكلات الانزلاق الأفقيّ وتوازن الجادبيّة المتعدِّدة |
| Kasasında bulduğumuz silahın balistiği tutarsa olayı çözdük demektir. | Open Subtitles | ،إذا تطابقت الطلقات مع السلاح الذي وجدناه في خزانته نكون بذلك حلينا هذه القضية |
| Bunlar hariç her şeyin şifresini çözdük. | Open Subtitles | لقد فككنا رموز كل شيئ تقريباً ما عدا هذه |
| Bulmacayı çözdük. Yanlış bakıyormuşuz. | Open Subtitles | لقد حللنا اللغز، كنّا فقط ننظر إليها بشكل خاطئ. |
| Son on işin üçünü mü çözdük? | Open Subtitles | ماذا؟ .. لقد حللنا ثلاثة من أصل آخر عشر جرائم؟ |
| Herşey bitti, Komutan. Davayı çözdük. | Open Subtitles | لقد انتهى الأمر , أيها القائد لقد حللنا القضية |
| İtfaiye istasyonunu kimin alacağı konusundaki problemi çözdük. | Open Subtitles | لقد حللنا مشكلة من سيعيش في مركز الاطفاء ونحن أيضاً |
| Korece yazılan şifreyi çözdük. | Open Subtitles | أيها الرئيس، لقد حللنا شفرة الرسالة الكورية. |
| Sakladığı düzinelerce mektubun da şifresini çözdük. | Open Subtitles | لقد حللنا الشفرة التي كان يستخدمها في العشرات من رسائله |
| Vurulma olayını çözdük bundan sonrası tıbbi bir gizem sadece. Eve gidebilirsin. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد حللنا إطلاق النّار، الآن . مجرد لغز طبيّ لذا يمكنكِ العودة إلى الديار |
| Vurulma olayını çözdük bundan sonrası tıbbi bir gizem sadece. Eve gidebilirsin. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد حللنا إطلاق النّار، الآن . مجرد لغز طبيّ لذا يمكنكِ العودة إلى الديار |
| Yıllarca bir çok sorunu çözdük... fakat bence bu en iyisi, cidden. | Open Subtitles | اجل , لقد حللنا الكثير من المعضلات بمرور السنين ولكن اعتقد ان هذه الفكرة هي الافضل على الاطلاق |
| Haydi ama, kabullen artık. Bu davayı birlikte çözdük. | Open Subtitles | بحقك ، اعترفي بذلك الأمر لقد حللنا تلك القضية معاً |
| Hotch, kum saatindeki kemiklerin gizemini çözdük. | Open Subtitles | هوتش, لقد حللنا اللغز من شظايا العظام في الساعة الرملية |
| Adamımız 0. Kifayetsizliğinize rağmen bir şekilde bu meseleyi çözdük. | Open Subtitles | ،إنه رجالنا المنشود، بطرية أو بأخرى .على الرغم من عدم كفاءتك، لقد حلينا اللغز |
| Telefonundan yollanacak son mesajı çözdük. | Open Subtitles | لقد فككنا تشفير آخر رسالة نصية كان سيرسلها هاتفها. |
| - Aslında onu çözdük. Amanda da çözdü. Saldırıları senin yaptığını biliyor. | Open Subtitles | لكن إكتشفنا الأمر، و (أماندا) أيضاً إنها تعلم أنك خلفُ تلكَ الهجمات |
| Ama durumu çözdük ve sen hapse gireceksin Ray. | Open Subtitles | نحن فقط من اكتشفنا ذلك .. و الآن انت ستذهب إلى السجن.. |
| Ürünlere farklı şekilde değer biçmemiz gerektiğini fark ettiğimiz zaman, "organik" diye etiketlendirerek çözdük. | TED | حللناها بالمواد العضوية، عندما قررنا أننا نحتاج لتقييم الأشياء بطريقة مختلفة. |
| Yamamoto'nun şifresini çözdük, fakat henüz tamamını anlamış değiliz. | Open Subtitles | مات , نحن قد اخترقنا شفره ياماموتو لكننا فقط لم نستطيع حلها |
| Avukat sorunumuzu çok uzun bir süre önce çözdük. | Open Subtitles | لقد قمنا بحل مشكلة المحامى الذى لدينا منذ زمن بعيد |
| Hayat ağacının, hemen hemen her dalındaki canlıdan DNA kodlaması çözdük. | Open Subtitles | قمنا بفك شفرة الحمض النووي لمخلوقات تنتمي لكل فروع شجرة الحياة تقريباً |
| Efendim, bizler diplomatik şifrelerini çözdük ama Yüzbaşının ekibi henüz donanma şifrelerini çözemedi. | Open Subtitles | سيدي , اننا لم نستطع فك شفرة رسائلهم انها سريعة ومتلاحقة لكن فريق كابتن ثورمان |
| Şimdiye dek buradaki bütün dosyaları, şemaları ve tüm projelerin her bir kağıt parçasını indirdik, taradık ve şifrelerini çözdük. | Open Subtitles | ... لكننا حملنا و قرأنا و ترجمنا كل ملف و كل مخطط و كل ورقة من كل مشروع |