| Eğer sorunumu böyle çözmemi öneriyorsan, cevabım hayır. Çünkü bu ödleklerin çözümü. | Open Subtitles | إذا كنت تقترح أن أحل مشاكلي بالمال، فأنها أرفض، إنها طريقة جبانة |
| Don, dünyanın en büyük sırlarından birisini birkaç saat içinde çözmemi istiyorsun. | Open Subtitles | لقد طلبت مني لتوك يا دون أن أحل أحد أكبر ألغاز العالم غموضا في ساعات قليلة |
| Yemin ederim ki, şeytan bile bunu çözmemi istemiyor. | Open Subtitles | أقسم، أن الشيطان لا يريدنى أن أحل هذا اللغز |
| - Bu sorunu senin için çözmemi ister misin? | Open Subtitles | تريدني أن أحلها لك ؟ |
| Belki babamın çözmemi istediği cinayet kendisininkiydi. | Open Subtitles | ربما أراد قاتل أبي أن أحل لغز مقتله هو |
| Tüm bu olanlardan sonra benden bir sorunu çözmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | ... بعد كل ما قد حدث . تُريد مني أن أحل قضية إضطراب ؟ |
| Kız kardeşinin cinayetini çözmemi istiyor. | Open Subtitles | تريد أن أحل جريمة أختها |
| Düğümü çözmemi ister misin? | Open Subtitles | هل تريدني أن أحل العقدة؟ |
| çözmemi istediği bir tür yap-boz işi. | Open Subtitles | أراد مني أن أحل أحجية ما |
| Oakes davayı çözmemi istiyor. | Open Subtitles | و "أوكس" يريدني أن أحل القضية |