| - Bak. Geçmişte kumar oynadım çünkü hayatım berbattı. Berbat hâldeydim. | Open Subtitles | إسمعي، كنت أقامر في الماضي لأنّ حياتي كان يرثى لها، كانت كارثية. |
| Umarım, Medora'yı havaya uçurur, çünkü hayatım bunun kadar da kötü olamazdı. | Open Subtitles | آمل أن يفجّر (ميدورا) بالفعل لأنّ حياتي لا يمكن أن تسوء أكثر |
| Buraya gelip tuvaleti kullanamaz, çünkü hayatım içinde. | Open Subtitles | -لا يُمكنها القدوم لاستعمال المرحاض، لأنّ حياتي بها . |
| Bu yüzden iş hayatında başarı ve Kavgacılar arasındaki ilişkiyi anlayabilmeyi çok istedim, çünkü hayatım kolayca farklı bir yöne sapabilirdi. | TED | لذلك كنت أتمتع بدافعية قوية لفهم العلاقة بين النجاح في العمل والمشتبكين، ببساطة لأن حياتي تحولت بشكل مختلف للغاية. |
| Bunu kasete kaydediyorum çünkü hayatım son zamanlarda gerçekten çılgın bir hâl aldı ve benim bunu birisine anlatmam gerek. | Open Subtitles | أسجل هذا على شريط لأن حياتي أصبحت مجنونة مؤخراً وأحتاج أن أخبر أحداً عنها |
| çünkü hayatım boyunca, bir gün cidden forma girmeliyim diye düşündüm. | Open Subtitles | لأن حياتي كلها كنت أقول في يوم من الأيام يجب أن أصبح في مظهر جيد |
| Bugün buradayım, çünkü hayatım, seninle birlikteyken, sensiz olduğundan çok daha iyi. | Open Subtitles | أنا أقف هنا اليوم لأن حياتي أفضل بكثير وأنا معك أكثر مما أكون بدونك |
| ''Lise diplomamı aldım; çünkü hayatım buna bağlıydı.'' | TED | قال لي: "حملت شهادتي الثانوية لأن حياتي تعتمد عليها." |
| Sarhoşum çünkü hayatım lanet bir durumda ve hepsi senin yüzünden. | Open Subtitles | وأنا ثملة لأن حياتي فوضى وكلّ ذلك بسببك |
| Değiştirdim çünkü hayatım değişti. | Open Subtitles | {\0000CC\3c6600FF} قمتَ بالتعديل لأن حياتي قد تعدلت |
| çünkü hayatım heyecanlı bir pembe dizi gibi. | Open Subtitles | لأن حياتي عبارة دراما أوبرالية رائعة |
| çünkü hayatım karma karışık. | Open Subtitles | لأن حياتي معقدة |
| - çünkü hayatım oldukça korunaklıydı. | Open Subtitles | لأن حياتي كانت محمية تماماً. |