| - Dilerim yaptıkları için orada çürür. | Open Subtitles | أتمنى أن يتعفن هناك جزاء على ما اقترفته يداه |
| Cesetlerin her bölümü ayrı hızda çürür. | Open Subtitles | يتعفن كل جزء من الجثة بسرعات متفاوتة |
| Söz ver, yoksa para olduğu yerde çürür gider. | Open Subtitles | عدني , والا ستتعفن الاموال حثما هي مخباءة. |
| Sonbahar geldiğinde ise bitkiler yapraklarını dökerler, yapraklar çürür ve karbon atmosfere dioksiti geri salarlar. | Open Subtitles | و عندما يأتي الخريف و تُسقِط النباتات أوراقها تتحلل زافرةً ثاني أكسيد الكربون مرةً أخرى إلى الغلاف الجوي. |
| Diş eti daha hızlı çürür dıştaki kaba ete göre. | Open Subtitles | ...أنسجة اللثة تعفنت أسرع من اللحم الخارجي |
| Bir ceset ihmal edildiğinde organları kurur, çürür. | Open Subtitles | عندما تُترك جثة في الخارج، يتحلل كل جزء فيها، |
| Cesetlerin her bölümü ayrı hızda çürür. | Open Subtitles | يتعفن كل جزء من الجثة بسرعات متفاوتة |
| Dilerim babanız cehennemde çürür. | Open Subtitles | أتمنى أن يتعفن والدك في الجحيم |
| Dilerim babanız cehennemde çürür. | Open Subtitles | أتمنى أن يتعفن والدك في الجحيم |
| Yakında Jones ve onun için çalışanlar senin gibi kendini bir hücrede çürür halde bulacak. | Open Subtitles | وقريباً "جونز" وكل من عمِل معه سيجد نفسه يتعفن في زنزانة مثلك تماماً |
| Umarım o oruspu çocuğu hapislerde çürür. | Open Subtitles | حسنٌ, نأمل أن يتعفن ذلك اللعين في السجن |
| Çünkü o hisseler olmadan elimizde bir bok olmaz ve küçük kız arkadaşın hapiste çürür. | Open Subtitles | لأنه بدون تلك المتاجرات ليس لدينا شيئاً و صديقتك الصغيرة ستتعفن بالسجن |
| Bu olursa, Ayn içeride çürür, Amari'de koruyucu aileye gider. | Open Subtitles | واذا ما حدث ذلك ، آين ستتعفن في السجن و أماري سينشأ تحت الوصاية |
| Bu olursa, Ayn içeride çürür, Amari'de koruyucu aileye gider. | Open Subtitles | واذا ما حدث ذلك ، آين ستتعفن في السجن و أماري سينشأ تحت الوصاية |
| Deriyi tabakalayabilirsin ama organlar çürür. | Open Subtitles | يمكنك أن تسمر البشرة، لكن الأعضاء تتحلل. |
| Ve eğer bir sistem 50 yıldır eleştirilmezse, gittikçe çürür, bozulur. | Open Subtitles | وإذا لم يكن الأمر بالغ الأهمية لمدة 50 عاما، انها تتعفن، أنها تتحلل. |
| Ne kadar konuşursak o da, o kadar çürür. Gidelim. | Open Subtitles | كلما تجادلنا أكثر كلما تعفنت أكثر |
| Buraya bir fidan dikersen kökler çürür. | Open Subtitles | تم غرس الزرع هنا والجذور تعفنت. |
| Beden öldüğünde, ten çürür. | Open Subtitles | .عندما يموت الجسد, يتحلل الجسد |
| Suyun içinde, havaya oranla iki kat daha hızlı çürür. | Open Subtitles | و يتحلل مرتين بشكل أسرع في الماء. |
| Ona bir şey olursa her şey çürür gider vallahi! | Open Subtitles | إن حدث شيء لها، فسيتعفن كل شيء |
| Yoksa, kendini bir batakhanede çürür halde intiharını ertelerken buluverirsin, ki belki bir gün, şahane bir verem ya da salgın, senin nefret dolu türüne korkunç acılar getirir diye. | Open Subtitles | والا ستجد نفسك تتعفن في كل هذا الهراء تؤجل الانتحار لفرصه حقيره من الممكن في يوم ان تري وباء الطاعون الرائع |
| Ceset çürür. Balçığa dönüşür. | Open Subtitles | تتعفّن الجثّة, وتذوب في الوحل. |
| Eğer dışarı çıkmazsa içerde çürür kalır. | Open Subtitles | المشكلة أنك إن لم تخرج ما بداخلك، فإنه سيتعفن. |