| Diş tellerini çıkarttı, ve günlerdir şaşkın şaşkın ortalıkta dolaşıyor. | Open Subtitles | خلعت تقويم الأسنان، ولأيام كانت تصرخ من الألم |
| Diş tellerini çıkarttı, ve günlerdir şaşkın şaşkın ortalıkta dolaşıyor. | Open Subtitles | خلعت تقويم الأسنان، ولأيام كانت تصرخ من الألم |
| Kemerini çıkarmaya başladı, sonra tişörtünü ve rozetini çıkarttı ve "Dövüşebilirdik." | TED | حتى أنه بدأ بخلع حزامه، ثم خلع قميصه وشارته، وقال لي، "يمكننا القتال." |
| C4 yüklü bir kamyon Santa Clarita'da bir treni raydan çıkarttı. | Open Subtitles | شاحنة محملة بمتفجرات أخرجت قطارا عن مساره في سانتا كلاريتا |
| - FBI, tutuklanman için emir çıkarttı. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي أصدر في حقك مذكرة توقيف بحقك |
| - Sally? - MET, Kate'in tutuklanması için izin belgesi çıkarttı. | Open Subtitles | التقى أصدرت مذكرة توقيف لاعتقال كيت. |
| Ben de yaptım. O da benim fikrimi alıp James Jenkins'e götürdü ve beni tamamen aradan çıkarttı. | Open Subtitles | وأخذتْ تلكَ الفكرة وقدّمتْها لـ(جيمس جركِنز)، واستبعدتني. |
| Çalıştırmak için ölen benim HBİ'mi çıkarttı. | Open Subtitles | لقد استخرج الشريحة الخاصة بنسختي الميتة ليجعله يعمل |
| Bir gün önlüğünü çıkarttı, tren istasyonuna gitti ve bir daha dönmedi. | Open Subtitles | فى يوما ما ,خلعت مئزرها وركبت قطار من المحطة ولم ترجع مرة اخرى |
| Ve sonra annem yüzüğünü çıkarttı. | Open Subtitles | و بعدئذ هي خلعت خاتمها |
| Striptizcilerden birisi Lutz'ın tişörtünü çıkarttı, o beze şeyi şaka değilmiş. | Open Subtitles | (واحدة من الراقصات خلعت قميص (لتز ذلك الشيء المتعلق بالغدة ليس مزحة |
| Gömleğini iki kere çıkarttı ve mermi izi yoktu. | Open Subtitles | لقد خلع قميصه مرتان ولا وجود لثقب رصاصة |
| Gözlüklerini çıkarttı. | Open Subtitles | خلع ذلك المنظار |
| Johnny gömleğini çıkarttı. Gitsen iyi olur. | Open Subtitles | (جوني) خلع قميصه يجدر بك الذهاب |
| C4 yüklü bir kamyon Santa Clarita'da bir treni raydan çıkarttı. | Open Subtitles | شاحنة محملة بمتفجرات أخرجت قطارا عن مساره في سانتا كلاريتا |
| Kriz durumu bir kez daha içimizdeki şeyleri açığa çıkarttı. | Open Subtitles | مرة أخرى أخرجت الأزمة أفضل مافينا |
| - Başsavcılık ofisi konuşmama emri çıkarttı. | Open Subtitles | مكتب المدعي العام قد أصدر أمراً بالإحتجاز |
| Randy ve nişanlısı Chloe kayıp. Hotch arama emri çıkarttı. | Open Subtitles | راندي وخطيبته كلوي مفقودين أصدر هوتش للتو نشرة تعميم |
| Sonraki gün, Mary, Joe'ye karşı yasaklama emri çıkarttı. | Open Subtitles | في اليوم التالي أصدرت (ماري) تعهداً بعدم الاقتراب ضد (جو) |
| San Francisco yetkilileri adınıza tutuklama emri çıkarttı. | Open Subtitles | ستأتي معنا رجاءً، سلطات (سان فرانسيسكو).. أصدرت تفويض للقبض عليه.. |
| O da benim fikrimi alıp James Jenkins'e götürdü ve beni tamamen aradan çıkarttı. | Open Subtitles | وأخذتْ تلكَ الفكرة وقدّمتْها لـ(جيمس جركِنز)، واستبعدتني. |
| O da benim fikrimi alıp James Jenkins'e götürdü ve beni tamamen aradan çıkarttı. | Open Subtitles | وأخذتْ تلكَ الفكرة وقدّمتْها لـ(جيمس جركِنز)، واستبعدتني. |
| Çalıştırmak için ölen benim HBİ'mi çıkarttı. | Open Subtitles | لقد استخرج الشريحة الخاصة بنسختي الميتة ليجعله يعمل |
| Bu kız oldukça iyi iş çıkarttı. | Open Subtitles | كما لو أن جنيّة الأعذار تركت لي هديّة. |