| En kısa sürede ordan çıkmanız gerekiyor | Open Subtitles | الوقت ينفذ عليك الخروج من هناك قبل أن ترسل الطواقم الأرضية |
| Helikopter oraya gelmeden, hemen çıkmanız lazım. | Open Subtitles | عليكم الخروج من هناك قبل أن يرسلوا قوات أرضية |
| size bir polis temin ettik, şehir dışına çıkmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إستأجرنا حجرة لك. هو المهمة بأنّك تخرج من البلدة. |
| O bir Düzen Efendisi, efendim. çıkmanız gerek. | Open Subtitles | إنه أحد القادات النظامية يجب أن تخرج من هناك |
| Ciddi bir tehlike içindesiniz! Derhal buradan çıkmanız gerekiyor! | Open Subtitles | أنتم في خطر حقيقي عليكم أن تخرجوا من هنا الآن |
| Derhal oradan çıkmanız gerekiyor! | Open Subtitles | لابد أن ترحلوا الاّن |
| Bakın, bayan, buradan çıkmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إسمعي سيدتي, يجب أن تخرجي من هذه المنطقة |
| - Aman tanrım. - Tamam, binadan çıkmanız lazım. | Open Subtitles | أووه ، يا آلهي حسناً ، يجب عليكم الخروج من المبنى |
| - Odadan çıkmanız gerekiyor, tamam mı? - Keşke sen ölseydin. | Open Subtitles | عليك الخروج من الغرفه الان اتمنى لو أنك مت |
| çıkmanız lazım! Duydunuz mu? | Open Subtitles | تحتاجون إلى الخروج من هُناك ، هل عُلم ذلك ؟ |
| Taşıttan hemen çıkmanız önerilir. | Open Subtitles | يستحسن الخروج من المركبة فوراً. |
| Sudan çıkmanız gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | وأنا أريد منك الخروج من الماء، حسنا؟ |
| Bayım, odadan çıkmanız gerekiyor. | Open Subtitles | سيدي أرجوا منك الخروج من الغرفة حالا |
| Ayrıca, güneş gözlüğü dükkânında çalışmaya başlamadan önce bu kasabadan çıkmanız gerekiyor. | Open Subtitles | و عليَك أن تخرج من هذه المدينة قبل أن تبدأ بالعمل فيمحللبيعالنظاراتالشمسية... |
| Üzgünüm efendim, kamyondan çıkmanız gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أسف يا سيدى،عليك أن تخرج من الشاحنة |
| Ve o yataktan hemen çıkmanız gerekiyor. | Open Subtitles | وعليكم أن تخرج من هذا السرير حالا |
| Korumalar bir şeylerin yanlış olduğunu anlamadan binadan çıkmanız gerek. | Open Subtitles | أنتم الإثنان يجب أن تخرجوا من المبنى قبل أن يلحظ الحراس أن هناك أمر ما |
| O çocuğu bulup burdan çıkmanız gerek çünkü açığa çıktık. | Open Subtitles | يجب أن تجدوا هذا الفتى و تخرجوا من هنا لأنه قد تم كشفنا |
| Çocuklar dışarı çıkmanız gerek. | Open Subtitles | أيها الرجال يجب أن تخرجوا الآن. |
| Derhal oradan çıkmanız gerekiyor! | Open Subtitles | لابد أن ترحلوا الاّن |
| Onu bulacağız. - Ama Sammy ile sizin çıkmanız gerek. | Open Subtitles | لكن عليكِ أنتِ و (سامي) أن ترحلوا |
| - Bir ay önce çıkmanız gerekirdi. | Open Subtitles | من المفترض أن تخرجي من هنا الشهر الماضي |
| Yüksek mahkemeye çıkmanız için bir celp belgesi, buyurun. | Open Subtitles | إنه استدعاء للمثول أمام المحكمة الملكية |