| Yaşlılar için sağlık ve bakım merkezleri kuruyoruz toplumun çeşitli yerlerinde. | TED | إننا نبني مراكز صحة للمسنين ومراكز صحية في جميع أنحاء المجتمع. |
| Ve bu metalleri genellikle dünyanın çeşitli yerlerinde kazdığımız ve gittikçe daha fazla genişleyen ve derinleşen madenlerden elde ediyoruz. | TED | وهذه المعادن التي نحصل عليها عادة من خام نستخرجه من مناجم واسعة ومناجم عميقة في جميع أنحاء العالم |
| Bunun sonucunda on yılı aşkın süredir bu konuda okuyor, yazıyor ve konuşuyorum, dünyanın çeşitli yerlerinde konferanslara gidiyorum. | TED | وكنتيجة لذلك، ظللت أقرأ وأكتب وتحدثت عن هذه القضية لأكثر من عقدٍ من الزمان، والذهاب إلى مؤتمرات في جميع أنحاء العالم. |
| Az önce, dünyanın çeşitli yerlerinde gerçekleşen patlamalar olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | لقد تلقيت للتو تأكيدًا عن سلسلة من الانفجارات في جميع أنحاء العالم. |
| iki büyük zirvede başarmak zorundayız. Dünyanın çeşitli yerlerinde şu sözleri söyleyen insanlardan gelen ivme olmadan bunu yapamayız: "Şimdi harekete geçilmesini istiyoruz, gidişatın değişmesini, gelecek kuşaklar için çocuklarımız ve torunlarımız için güvenli bir dünya istiyoruz. Hepimiz bunu için çalışmaya hazırız." | TED | وهذا لن يحدث إلا إذا كان لدينا زخم من الناس في جميع أنحاء العالم الذين يقولون: "نريد العمل الآن، نريد تغيير المسار، نريد عالما آمنا، عالما آمنا للأجيال القادمة، عالما آمنا لأبنائنا وأحفادنا، ونحن جميعا في هذا معا ". |