| Çalışmanın sonunda çikolata yiyenler çikolatadan mahrum arkadaşlarına göre daha az stresli oluyorlar. | TED | في نهاية الدراسة يصبح آكلو الشوكولاتة أقل توترًا من نظرائهم الذين لم يتناولوا الشوكولاتة. |
| Sütlü çikolatadan bu yana başıma gelen en büyük olay olacak. | Open Subtitles | هذا أفضل شي حدث لي، منذ اكتشاف حليب الشوكولاتة |
| Bana çikolatadan kocaman bir tavşan getirmiştin, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | ألا تتذكر المرة التي اشتريت لي الأرنب الشوكولاته الكبيرة حقا؟ |
| onu ülkesine daVet etti Ve ondan kendisi için çikolatadan bir şato inşa etmesini istedi. | Open Subtitles | وطلب منه ان يستمر بمسيرة حتى الهند ويبنى قصراً كله من الشوكولاته |
| Sanki içeride çikolatadan yapılmış bir tavşan ailesini infaz etmişsin. | Open Subtitles | يبدو انك قمت بأعدام عائلة ارانب مصنوعة من الشيكولاتة |
| - Tabi canım, aşk uydurma çiçekler berbat, ve dur tahmin edeyim çikolatadan nefret ediyorsun. | Open Subtitles | والزهور بشعة ودعيني أخمن كرهتِ الشيكولاته ايضا |
| Ve kıtırı o küçük çikolatadan yapılmış pizzalardan oluşuyordu. | Open Subtitles | وقشرة تلك الخبزة كان قد تمّ إعدادها من الشوكلاتة |
| çikolatadan oyulmuş bir Tanrı heykeli gibisin. | Open Subtitles | رجاء اخبريني بما اريد سماعه انت اله من الإثارة ومنحوت بجسد رائع من الشوكولا |
| Tam 100 odası olacak ve her şey ya bitter veya sütlü çikolatadan yapılacak. | Open Subtitles | سيكون به مائة حجرة وكلها إما من الشوكولاتة البيضاء أو السمراء |
| "Emre sadık kalarak, tuğlaları çikolatadan..." | Open Subtitles | وبالفعل قوالب الطوب حلت محلها قوالب الشوكولاتة |
| 8 saatten, yarım kilo çikolatadan ve 32 denemeden sonra bile tadı istediğim gibi değil. | Open Subtitles | ثمانية ساعات , 16 أونسة من الشوكولاتة , و 23 كعكة و مع ذلك لا يبدو طعمها كما أريد |
| Ayrıca Oscar'ınız çikolatadan. | Open Subtitles | وجائزة الأوسكار التي لديك مصنوعة من الشوكولاتة |
| 100 oda olacak Ver herşey ya beyaz ya da siyah çikolatadan yapılacak. | Open Subtitles | سيكون لدينا 100 غرفة وكل شيء سيبنى من الشوكولاته البيضاء او السوداء |
| Organik maddeyi çikolatadan nasıl ayırabileceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف يمكن فصل المواد العضوية من الشوكولاته |
| Sana çikolatadan üzgün bir yüz yaptım, çünkü dünya lanet ve sen alacaksın. | Open Subtitles | فطيرتك عليها وجه حزين من رقائق الشوكولاته لان العالم حقير و هو سينال منك |
| Buzdolabı bile çikolatadan olurdu çünkü buzdolabındaki çikolatalar bitse bile buzdolabını yiyebilirsin. | Open Subtitles | حتى الثلاجة سيتم صنعها من الشوكولاته لأن إذا نفدت الثلاجة من الشوكولاته يمكنكِ تناول الثلاجة |
| çikolatadan şatoda yaşayan prenses balerinler olacağımızı söylediğin kısmı hariç. | Open Subtitles | كل شيء ماعدا الجزء الخاص بكوننا أميرات الباليه نحيا في قلعة الشيكولاتة |
| Hayır, o çeşit çikolatadan değil. Ne var? | Open Subtitles | لا، لا، ليس ذلك النوع من الشيكولاتة |
| Gidip dört bir yanı çikolatadan olmayan adam gibi bir ülkede saklanacağız" deriz. | Open Subtitles | "ولكننا سنعود إلى لندن الآن ، ونختبئ في بلد حقيقي" "حيث يوجد غير كل هذه الشيكولاتة اللعينة" |
| Gelin de bu beyaz çikolatadan yiyin. | Open Subtitles | إحضرن لتنلن قطعه من الشيكولاته البيضاء |
| çikolatadan yapılmış! | Open Subtitles | وهى مصنوعه كليا من الشيكولاته |
| Cipsler şekerden yapıldı, kıyma çikolatadan yapıldı, ve peynir, öyle görünmesi için sıvı nitrojen içine rendelenmiş mango püresinden yapıldı. | TED | ان الرقائق هنا هي رقائق مصنوعة من الحلوى ولحم الضأن مصنوع من الشوكلاتة والجبنة مصنوعة من شراذم المانجا التي تم شرذمتها بواسطة النيتروجين السائل لكي تبدو كما الجبن |
| çikolatadan yapılmış dev tavşan eriyor. | Open Subtitles | تِمثال الأرنب المصنوع من الشوكولا بدأ بالذوبان. |
| Ben diyorum ki çikolatadan yapalım. Çocuklar nasılsa yiyor. Neden mücadele edelim? | Open Subtitles | أقترح أن نصنعها من الشوكولاه الأطفال يأكلونها أصلا، لم نحارب الأمر؟ |
| Beyaz fındıklı çikolatadan yapılıyor ve üstündeki bebek de yenebiliyor. | Open Subtitles | به طفل صغير لونه كالشيكولاتة و لا يمكنك أكل الطفل |
| Bir kutu çikolatadan daha iyi iş görür. | Open Subtitles | يجب أن تجدي نفعاً أكثر من إرسال الشكولاته لها |