| Aslında, hiç çizik almadan kurtuldum. Bunun bir işaret olduğunu anladım. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد خرجت وبدون أي خدش أعتقدت بأن تِلك إشارة |
| - Arabama bir çizik daha gelmesin yoksa o gırtlağını yararım. | Open Subtitles | مرحبا لا تضيف خدش أخر إلى سيارتى, و إلا سوف أذبحك |
| kalınlığındaki demir çubukla boynumu zorladım. Ama üzerimde bir çizik bile yok. | Open Subtitles | جلست أسفل مقطورة ضخمة و دقت عنقي و لا يوجد خدش علي |
| Öyle, ama musluk, gider ve tıkaç birkaç çizik dışında sapasağlamlar. | Open Subtitles | أجل لكن المصرف الحنفية و السدادة كلها بالخارج عليها خدوش قليلة |
| Her sabah, bir çizik olmaksızın, sapasağlam gibi uyanıyorum. | Open Subtitles | أستيقظ كل صباح بدون أي خدش، بدون أي جرح. |
| Herhangi bir iz görmüyorum, belki şu kenardaki çizik... | Open Subtitles | لا أرى أي علامة . باستثناء هذا الخدش على الحافة الداخلية |
| Kontrol etmeye devam ederiz ama şimdiye kadar çizik bile yok. | Open Subtitles | حسناً , سنستمر بالفحص ولكن حتى الآن لا يوجد أي خدش |
| Söylediğinizde kulağa aptalca geliyor ama laptopumda tek bir çizik bile yok. | Open Subtitles | يبدو هذا غبياً عندما تقولينه لكـن لا يوجد أي خدش على جهازالمحمول |
| Biliyorsun, karım iki senesini Irak'da geçirdi ve bir çizik bile almadan geldi. | Open Subtitles | تعرف أن زوجتي قضت سنتين مع القوات في العرق ولم تصب بأي خدش |
| Arabanın üzerinde bir çizik olabilir ama atomu çizemezsin. | TED | يمكن أن يكون على السيارة خدش، ولا يمكن خدش ذرة. |
| - Sadece bir çizik, unuttum gitti. - Dediğine bak ! | Open Subtitles | انه مجرد خدش, لن أشعر به - انظرى ماذا يقول - |
| çizik bile yok. Çok şanslı olmalısınız. | Open Subtitles | لايوجد حتى خدش واحد لابد أنك تعيش حياة نزيهة |
| Bir çizik yok. Lanet bir çizik bile yok. | Open Subtitles | لا خدش، دون أيّ خدش لعين أنت تعرف من أجهز عليك |
| Saygısızlık olarak alma ama, bu ışıltıdaki herhangi bir çizik sorun çıkartır, dostum. | Open Subtitles | يا، لا إزدراءَ، لكن أيّ خدوش تَتقدّمُ ذلك اللمعانِ، هناك سَيصْبَحُ مشاكلَ، رجل. |
| Aynı tür bir bıçak, ama... bunun üzeri çizik içinde, üstelik sapı da yıpranmış. | Open Subtitles | حسناً إنها من نفس النوع ولكن هذه عليها اثار خدوش على الجوانب والمقبض مهترئ |
| Her sabah, bir çizik olmaksızın, sapasağlam gibi uyanıyorum. | Open Subtitles | أستيقظ كل صباح بدون أي خدش، بدون أي جرح. |
| Burada bir çizik bile mikrop kapabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يصاب الخدش بالتهاب في هذا المكان |
| Ölü bir kedi ve heryeri çizik dolu bir köpek kalıyor. | Open Subtitles | بل تحصل على قطـة ميتـة و كلب بـه العديد من الخدوش |
| Evet, korneasında bir çizik var ama iyileşecek. Kalıcı bir hasar yok. | Open Subtitles | نعم، لقد أصاب بخدش في القرنية لكن سيكون بخير، لا ضرر دائم |
| Bir sıyrık, çizik, kırık tırnak kariyerinin bitmesi demek. | Open Subtitles | حزّة، خدشة واحدة, أو ظفر مكسور وعلى مســـيرتها المهنية الســــلام. |
| çizik T'deki dostlarının yanından ayrılmazlar. | Open Subtitles | سيبقيان بالخارج عند "بار تي" بالقرب من أصدقائهم |
| Bu yaklaşık 8 yıllık. Üzerinde bir çizik bile yok. | Open Subtitles | هذا الكرسي عمره ثماني سنوات، لا خدشاً واحداً |
| Ama o zaman üzerinde ayak izi de olması lazım ama bunun üzerinde neredeyse bir çizik bile yok. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك نوع من نمط ملابس من الأحذية. ولكن هناك بالكاد الصفر. وسائل لا أحد ركب عليه. |
| Çığ bize ne kadar yıkıcı görünse de iş Dünya'yı şekillendirmeye geldiğinde yüzeyde çizik oluşturmuş bile sayılmaz. | Open Subtitles | ولكن مهما تظهر هذه الإنهيارات مدمّرة بالنسبة لنا عندما يتعلّق الأمر بإعادة تشكيل الأرض فهي بالكاد تخدش سطحها |
| Söylesene, o güle bir çizik atarsam gerçek kırmızı rengini gösterir mi? | Open Subtitles | أخبرني، لو أني خدشت تلك الورة هل سأجد اللون الأحمر الحقيقي بالأسفل؟ |
| Sadece bir çizik, bugün işte oldu. İğne izi değil. | Open Subtitles | إنّه مجرد خدشٍ ، أُصبت به في العمل |
| Sağ şakağından dudağının sol üstüne kadar yeni bir çizik vardı. | Open Subtitles | لديه ندبة ضخمة من صدغه الأيمن حتّى شفته السفلى |
| çizik değil, bu bir ok. | Open Subtitles | لا ليس خدشا أنه سهم يخرج من تلك الشجرة 0 0 0 |