| Artık bu kadar iyilerini yapmıyorlar. Burada onlardan çok var. | Open Subtitles | لم يعدوا يصنعون مثلها الآن.لما يوجد الكثير منهم هنا؟ |
| Bunlardan daha çok var. Binayı kapatmamız lazım. | Open Subtitles | يوجد الكثير من هذه المخلوقات هنا يجب أن نغلق المبنى |
| Hey patron, bu şeylerden neden bu kadar çok var? | Open Subtitles | مرحباً أيها الرئيس، لما هنالك الكثير من هذه الأشياء اللعينة بأي حال |
| Benden daha da kötü olabilirsin. Bunlardan elimizde daha çok var. | Open Subtitles | في الواقع ربما تكون اسوء مني لدينا الكثير من هذه كبداية |
| - çok var. Rehberde hayali bir isim. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأدلة لدي إسم مزيف على سجل |
| - Mavi odalardan çok var. - Birazdan sana yenisini buluruz. | Open Subtitles | هناك العديد من الغرف الزرقاء سنجد لك واحدة قريباً |
| Hımm, o zaman artık ironileri sevmeye başlasan iyi olur, zira hayatımızda onlardan çok var. | Open Subtitles | حسنا ربما عليكي ان تتعلمي كيفية احتضان السخرية لانه يبدو انه يوجد الكثير منها في حياتنا |
| çok var, maktul muhtemelen kan kaybından ölmüş. | Open Subtitles | يوجد الكثير منها، على الأرجح أنّ الضحية نزفت حتى الموت. |
| Adanın bu kesiminde onlardan çok var. | Open Subtitles | يوجد الكثير منهم في هذا الجزء من الجزيرة |
| Zaten bunlardan çok var. Fazlasına gerek duymazsın. | Open Subtitles | هنالك الكثير بالفعل، لسنا بحاجة إلى زيادة |
| - Eve de götürebilirsin, daha çok var. | Open Subtitles | يمكنك أخذ البعض منه إلى البيت هنالك الكثير منه |
| Bizde ondan çok var. En gelecek saldırıya kadar. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت على الاقل حتى الهجوم القادم |
| Gel, yatağımız çok var. Hem yemek hâlâ sıcak. | Open Subtitles | تعال، لدينا الكثير من الأسرة وطعامك لا يزال دافئا. |
| - Daha çok var canım, çok var. | Open Subtitles | لدي أكثر من ذلك يا أختاه لدي الكثير غير ذلك |
| Al senin olsun. Bende çok var. | Open Subtitles | تفضّل, خذها لدي الكثير منها لأستغني عنها |
| Aklımda çok var ama bunu cevap vererek doğrulamayacağım. | Open Subtitles | هناك العديد من المرات فى ذاكرتى 79 00: 04: 25,098 |
| Bu şehirde bundan çok var. | Open Subtitles | يوجد العديد منهم في هذه المدينة |
| Ama bu fikirlerden sende daha çok var değil mi? | Open Subtitles | ولكن لديك الكثير من الأفكار العبقرية.أليس كذالك |
| Seyahatte böyle. Evde daha çok var. | Open Subtitles | وذلك لأنه يسافر كثيراً فى المنزل , لديه الكثير |
| Bunları Edera'ya verelim, onda çok var, belki birinci seçilir. | Open Subtitles | لنعطهم لإدرا، لديها الكثير. بهذه الطريقة ستُنتخب كملكة جمال. |
| Neyse sen de kalsın, evde ondan çok var. Aslına bakarsan zaten atacaktım onu. | Open Subtitles | بإمكانك الاحتفاظ بها فلدي الكثير منها بالمنزل في الحقيقة كنت سأرميها على أية حال |
| Bunlardan kontrol edilecek daha çok var. Hepsiyle şimdi baş edebileceğinden emin misin? | Open Subtitles | هناك الكثير من هذا لتفحصة هل أنت متأكد أنك تعرف كيف الأن ؟ |
| İngilizlerde çok var. Büyük konuşmayı severler. | Open Subtitles | البريطانيين لديهم العديد منها التبجح هو كل ما يجيده |
| Her resimde sanki ona göz süzüyor gibi. Ve bunlardan çok var. | Open Subtitles | إنّه يرمق إليها بالنظرات في كلّ صورة له، وهناك الكثير. |
| Daha çok var. | Open Subtitles | هناك الكثيرون غيره |
| Slitheen ailesi geniştir. Bizden çok var. Tüm dünyaya yayıldılar. | Open Subtitles | السليزين عائلةٌ ضخمة، وهناك الكثيرون ... منا متناثرون حول العالم، خذني إليهم |