| Tamam, geri zekalı ağzına çorabı alıyor. 1300 diyeceğim, daha iyi olur. | Open Subtitles | حسناً، الغبي سيحصلُ على جورب في الفم سأقول 1300 دولار ستكون أفضل |
| Kırlarda dolaşan bir adamın çorabı böyle mi olur? | Open Subtitles | لا تبدو وكأنها جورب رجل كان يتجولون في جميع أنحاء الريف؟ |
| Schilling'in New York'taki kanlı çorabı. | Open Subtitles | انظر كل ما أعرفه أنه عندما الجوارب الحمراء ذهبوا الى سانت لويس للبطولة |
| Bir insanın kaç tane yanlış eşleştirilmiş çorabı olabilir? | Open Subtitles | كم عدد الجوارب المتناسقة يمكن للشخص الواحد الحصول عليها؟ |
| Ben kıçımı aynı noel çorabı gibi doldurttum ve senin yanına gelmek istedim... | Open Subtitles | اليك ما حدث مؤخرتي كانت ممتلئة مثل جوارب الكريسمس .. |
| Tamam, ortalığa atılmış erkek çorabı yok. | Open Subtitles | حسناً، ليست هناك جوارب رجالي منتشرة حولنا |
| çorabı dört veya daha az vuruşta mutfaktaki evyeye sokmaya çalışacaksın. | Open Subtitles | هذا يعني انه عليك ان توصل الجورب إلى المطبخ |
| Boom! Büyüksün. Hayır, bu doğmamış çocuğumuzun yılbaşı şömine çorabı. | Open Subtitles | -كلا، إنه جورب عيد الميلاد لابني الذي لم يولد بعد |
| Günde iki defa ya annenizin perdelerini lekeliyorsunuz ya da kirli çamaşır sepetinden terapiye koşan bir çorabı kirletiyorsunuz. | Open Subtitles | مرتين باليوم , أنتم ملوثين أمهاتكم ,ثنت , أو لوثت جورب القاعة عليه أن ينتهي من ذلك ويذهب مباشرة إلى العلاج النفسي |
| Birisinin çorabı şöminenin üstüne çoktan asılmış bile... | Open Subtitles | يبدو ان شخص ما جورب للعيد الميلاد معلق على المدخنه .. |
| Sadece Noel çorabı hediyelerini ve Noel çoraplarını almalıyım. | Open Subtitles | أنا فقط يجب أن أخذ الأشياء التي تحفظ الجوارب .. وجوارب |
| Ama şunu unutma hastalanırsan o bir çift çorabı istersin. | Open Subtitles | دائماً تذكري متى ما بردتي ستريدين الجوارب |
| Bir de bir çift çorabı birarada tutmanın neden bu kadar zor olduğunu. | Open Subtitles | .. لماذا هو بتلك الصعوبة أن تبقيّ زوج الجوارب مع بعض ؟ |
| Külotlu çorabı dolaptaki yerde bulduk soygun sırasında kullandığınla aynısı. | Open Subtitles | وجدنا جوارب طويلة على أرضية الغرفة، ذات التي كنت ترتديها في يديك أثناء السرقة |
| Matmazel Sainsbury Seale'in giydiği ipek çorabı görmüştüm. | Open Subtitles | عرفت أن الآنسة "سانزبري سيل" كانت ترتدي جوارب طولها 10 بوصة |
| Kurbanın siyah pamuk çorabı vardı | Open Subtitles | الضحية لديها زوج جوارب سوداء قطنية |
| Ama yine de kahverengi çorabı bej olana tercih ederim. | Open Subtitles | وأيضاً ، إذا كان هناك تصويت على الأفضّل،،أفضّل الجورب البني بدل البيج. |
| Sen boğazıma o çorabı soktuktan sonra 25 dakika falan baygındım galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنه أغمي علي لمدة خمسة وعشرين دقيقة عندما حشرتٍ ذلك الجورب في حلقي |
| Sen boğazıma o çorabı soktuktan sonra 25 dakika falan baygındım galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنه أغمي علي لمدة خمسة وعشرين دقيقة عندما حشرتٍ ذلك الجورب في حلقي |
| İlkinde, her iki çorabı da tamamen çekiliydi. | Open Subtitles | المرة الأولى، كلتا جواربه سُحِبَ صُعوداً لِلأعلى. |
| Tina, makyaj malzemelerini alabilir miyim? Ve şu ayağındaki çorabı. | Open Subtitles | تينا هل أستطيع إستعارة مكياجك وإعطيني جواربك |
| Kafasına çorabı geçiriyor ve... | Open Subtitles | وإرتدتْ جورباً طويلاً في رأسها |
| Hâlâ çorabı üzerindeydi. | Open Subtitles | كانت ما تزال ضمن جوربها |
| Bir de O.J.'nin çorabı var, Bundy'e geri dönüp bütün kanı toplarlar sonra onu da kana bulayıp Rockingham'a getirirler. | Open Subtitles | (ومن ثمّ جوربُ (أو جي.. يعيدونهُ لـ"بوندي" ليأخذون الدم ومن ثم يضعون ذلك الجورب مرةً أخرى في روكينغهام. |
| Çünkü başka çorabı kalmamıştı ve ben kendiminkini bir haftadır çıkarmamıştım. | Open Subtitles | جواربه انتهت و أنا أرتدي جوربي لأسبوع |