| Eğer başka türlü olsaydı ben de seni asla o çukurdan çıkarmazdım. | Open Subtitles | لو عكست الأدوار، لم أك لأساعدك في الخروج من تلك الحفرة مطلقا |
| Belki şu anda onu koyduğun çukurdan dışarı yol kazıyordur. | Open Subtitles | ربما يكون خرج الآن من الحفرة التيدفنتهبها. |
| Hadi durma, bir şeyler yap. Şu çukurdan çıkmama yardım et. | Open Subtitles | فلمَ لا تنزع الغم عني وتعينني على الخروج من هذه الحفرة المدنسة بالدماء؟ |
| Bu çukurdan direk aşağıya manevra yapmanız gerek. | Open Subtitles | أنت تتطلب مناورة مستقيمةِ أسفل هذا الخندق |
| çukurdan ilk çıktığında aynısı sana da olmuştu. | Open Subtitles | إنّك مررت بحالتها عينها لدى خروجك من الينبوع. |
| Lanet çukurdan çık. Çukuru havaya uçuracaklar. Gidelim. | Open Subtitles | اخرج من الحفره اللعينه سوف يقومون بنسفها.. |
| Usta Spargle, seni bıraktığım çukurdan beni duyabiliyorsan bu senin için. | Open Subtitles | مُعَلِّم سبارجل, إن كان بإمكانك سماعي و أنت في تلك الحفرة التي تركتك فيها هذا من أجلك |
| Dinle, en zorunu atlattın sen daha bu çukurdan çıkmaya yeni başladın, bunu henüz göremezsin. | Open Subtitles | انظري، مررتِ بأسوء الظروف على الإطلاق قد بدأتِ بالفعل التسلّق خارج الحفرة لا تستطيعين رؤية ذلك الآن |
| Herkesin araç gerecini bırakmasını ve çukurdan iki adım uzaklaşmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد من الجميع أن يضعوا أدواتهم أرضاً وأن يبتعدوا بمقدار قدمين عن الحفرة |
| Böyle düşünseydim seni o çukurdan çıkarmazdım. | Open Subtitles | لو انني أفكر بهذه الطريقة لكنت تركتك في الحفرة |
| Böylece hepsi harf merdiveninden çıkıp çukurdan kurtuldu. | Open Subtitles | وهكذا استخدموا جميعاً سُلم الأحرف ليخرجوا من الحفرة |
| çukurdan çıkmamıza yardım etmekle kalmayıp Christopher Robin'i de buldu. | Open Subtitles | لم يساعدنا هذا الشخص بالخروج من الحفرة فحسب ولكن ايضاً عثر على كريستوفر روبن |
| çukurdan çıkarken dikkatli bakınca arka lastiğin janttan dışarı attığını gördüm. | Open Subtitles | هل أستطيع ان اقول شيءً؟ , لقد كنت منتبهاً جيداً الإطار الخلفي الذي خرج من الحفرة كان قد انفجر بسبب الإنفجار |
| Hayır, çukurdan sağ çıkarılan herkesin tedavisi tamam. | Open Subtitles | لا, لقد أخرجوا جميع الناجين من تلك الحفرة منذ وقت مضى. |
| Ya sen bana kaynağının ne olduğunu söyleyeceksin ya da hangi çukurdan geldiysen oraya tıpış tıpış geri döneceksin ve bir daha karşıma çıkmayacaksın. | Open Subtitles | اما ان تخبرني من هو مصدرك او ستعود زاحفاً الى الحفرة التي زحفت للخروج منها |
| Randi'nin küfürbazlığının sizi soktuğu çukurdan bize tutunarak çıkmaya hazır mısınız? | Open Subtitles | هل أنتم مستعدين بأن نخرجكم من الحفرة التي وضعكم فيها فم راندي الصغيرالبذيئ ؟ |
| Yani, o çukurdan canlı çıkmayı başaramaması lazımdı ama onu kurtardık. | Open Subtitles | أنا يعني، وينبغي أن يكون أبدا جعلت من تلك الحفرة على قيد الحياة، لكننا أنقذها. |
| Sonra da Arthur ile Büyük Noel Baba'yı düştükleri çukurdan çıkarırız. | Open Subtitles | ثم سنقوم إنقاذ آرثر و سانتا الأكبر من الخندق الذي انتهوا فيه. |
| Kalk ayağa, çık o çukurdan, daha hızlı! | Open Subtitles | أخرج من هذا الخندق أسرع |
| çukurdan çıkan kişi o olmazdı. | Open Subtitles | فإنّ المخلوقة العائدة من الينبوع لن تكون (سارّة). |
| Yeter ki beni bu çukurdan çıkar! | Open Subtitles | فقط إخرجنى من هذه الحفره |
| Sara'yı çukura atsak bile, hatta işe yarasa bile çukurdan çıkan kişi Sara olmayacak. | Open Subtitles | حتّى إن أُنزلت (سارّة) للينبوع فأُحيِيَت، فالعائدة من الينبوع لن تكون (سارّة). |