| Bu yönteme başvuran zayıf birisi yahut kötü niyetli ise ölebilirsiniz. | Open Subtitles | مما يعني أنّكما عرضة للموت لوكنتما ضعيفين ومُستخدم هذا الاسلوب ضدّكما شريرًا. |
| Sessiz olun. Dışarıda olduğunuz her an ölebilirsiniz. | Open Subtitles | صهٍ، كلّما خرجتم للميدان تمسون عرضة للموت. |
| Mesela, tek oturuşta 100 fincan kahve içerseniz bu yüzden ölebilirsiniz. | Open Subtitles | على سبيل المثال , لو شربت 100 كوب ... قهوة في نفس الوقت . فسوف تموت بسببها |
| - Bunu yapmazsak ölebilirsiniz. | Open Subtitles | -إن لم تفعلها فسوف تموت . |
| Hepiniz sonsuza dek yaşayabilir ya da şu saniye ölebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم أن تعيشوا معا للأبد و يمكنكم أن تموتوا فى هذه اللحظه |
| Arkadaş olmayalım. ölebilirsiniz ve sizi çok özleyebilirim. | Open Subtitles | دعنا لا نكون أصدقاء قد تموت واشتاق لك كثيراً |
| Evden uzak, bu kavşakta ölebilirsiniz ya da şehrinize geri dönüp efendilerinize aradığınızı bulamadığınızı söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع أن تموت في مفترق الطرق هذا بعيداً عن الوطن أو تستطيع أن ترجع لـ مدينتك وتخبر أسيادك أنك لم تجد الذي تبحث عنه |
| Sessiz olun. Dışarıda olduğunuz her an ölebilirsiniz. | Open Subtitles | صهٍ، كلّما خرجتم للميدان تمسون عرضة للموت. |
| Şimdi gerçekten ölebilirsiniz. | Open Subtitles | الأن يمكنكم أن تموتوا حقاً |
| Her iki durumda da hemen tedavi edilmezse ölebilirsiniz. | Open Subtitles | في الحالتين قد تموت إن لم نعالجك |
| Yanlış baskı yüzünden ölebilirsiniz." | Open Subtitles | أجيبي على الاتصال وإلا أنت مفصولة" لأنك قد تموت من جراء خطأ مطبعي |
| Onlarla ölebilir veya onlar için ölebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تموت معهم... أو أن تموت في سبيلهم. |