| Önceliklerinin ne olduğuna dair kanıt görmek isteyeceklerdir. | Open Subtitles | هم يريدون رؤية دليل أن أولوياتك مازالت فى مصلحتهم |
| Meg, babanla iyi vakit geçirdiğine çok seviniyorum ama Önceliklerinin önüne geçmesine izin verme. | Open Subtitles | ميج ، أنا سعيدة أنكي تقظين وقتا طيبا مع والدك، ولكن لا تدعه يلهيك عن أولوياتك. |
| Önceliklerinin yerinde olması güzel. | Open Subtitles | من الجيد أن نعلم أن أولوياتك في محلها |
| Yani, ona kesinlikle Önceliklerinin farklı olduğunu söylemeliydik ama bazen insanlara yapmaları gereken şeyleri yapmaları için izin vermek gerekir. | Open Subtitles | من الواضح كان بإمكاننا إخبارها أولوياتها كانت خاطأه لاكن أحياناً من الأفضل |
| Hindistan'ın Önceliklerinin gelişim ve insanları yoksulluktan kurtarmak olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | تستمر الهند بقول أن أولى أولوياتها هو التقدم وانتشال الناس من قلب الفقر |
| Kendi işinin Önceliklerinin farkında olmanı bekliyorum. | Open Subtitles | اعتقد انه ينبغى ان تمتلك القدرة على تحديد اولويات عملك |
| Önceliklerinin neler olduğu açıkça belli. | Open Subtitles | لذا أولوياتك أتضحت لي |
| Önceliklerinin ne olduğunu gayet iyi açıkladın. | Open Subtitles | لقد جعلتِ أولوياتك واضحة جدا |
| Önceliklerinin ne olduğunu görmek güzel, Scott. | Open Subtitles | تسرّني معرفة أولوياتك يا (سكوت). |
| Önceliklerinin ne olduğunu tekrar düşünmeli. | Open Subtitles | إنها تحتاج لترتيب أولوياتها |
| - Bazı insanlar kendi Önceliklerinin tümünü berbat ederler. | Open Subtitles | بعض الناس أفسدت كل أولوياتها. |
| Ben de az önce Bayan Johnson'a bölümün başka Önceliklerinin olduğunu anlatıyordum. | Open Subtitles | كنت فقط اشرح للسيدة (جونوسون) الان ان الادارة لديها اولويات اخرى |