| Mektubumu bitiriyorum aşkım... bu gece çocuklarımı yataklarında iyice ört. | Open Subtitles | لذا، باختصار يا حبيبتي الليلة، غطي الأطفال جيداً في الفراش |
| Sonra da, yüzünü ört de birileri yatsın seninle böylece masa silmezsin. | Open Subtitles | غطي وجهك، لعل أحد ما يرض بمعاشرتك ولا تضطرين للتنظيف |
| Sonra da olayı ört bas etmeme yardım ettin ki görevin de buydu zaten. | Open Subtitles | ثم ساعدتني على تغطية الأمر لأن ذلك كان عملنا |
| Biraz yaprak getirip çalıları kestiğin yerlerin üstünü ört. | Open Subtitles | و قم بتغطية البقاع العارية حيث أزيلت الشجيرات |
| Whoop! Üstünü ört ve, kıyafetlerini giy. | Open Subtitles | غطّي الغنيمةَ سأحضر بعض الملابسَ المُحْتَرمةَ |
| Fakat bunu hava saldırısıyla ört bas etmek-- | Open Subtitles | لكن التغطية على النيران الصديقة بضربة جوية. |
| Annalise için bir şeyleri ört bas etmeye çalışan kişi sensin? | Open Subtitles | هل هي في الواقع واحدة التستر عن Annalise؟ |
| Yanıma uzanıp üzerini ört. | Open Subtitles | -يجب أن تكونى باردة نامى و غطى نفسك |
| Sonra da, yüzünü ört de birileri yatsın seninle böylece masa silmezsin. | Open Subtitles | غطي وجهك، لعل أحد ما يرض بمعاشرتك ولا تضطرين للتنظيف |
| ört şunu. Çiçekli desen hakkında neler düşündüğünü biliyorsun. | Open Subtitles | غطي هذا، تعرفين كيف شعورها تجاه الطبعات الزهرية |
| Kasenin üstünü havluyla ört ki etrafa sıçramasın. | Open Subtitles | فقط غطي الوعاء بالمنشفة حتى لا يتناثر للخارج، وشغليه أوه ، انه ليس موصول |
| Açık fikirlilikle üstünü ört. | Open Subtitles | غطي المسألة بحجة الانفتاح ومقاومة الأحكام المسبقة |
| Devlet babamı öldürdü ve sen ört bas etmelerine yardım ediyorsun. | Open Subtitles | الحكومة قتلت أبي، وأنتم تُساعدونهم على تغطية الأمر. |
| Haklısın, yani "iyi adamlardanız" derken ört pas konusunda iyi demek istedin. | Open Subtitles | صحيح، إذا بقولك "الرجال الأخيار" فأنت تعني رجالا بارعين في تغطية الأشياء |
| - Kapağı ört, burada pizza var. | Open Subtitles | تغطية أن ديك، كل الحق، حصلت البيتزا هنا. |
| Evet haklısın. Sadece kafasını ört yeter. | Open Subtitles | نعم هذا صحيح فقط قومى بتغطية وجهه بالكامل |
| Arabamı ört, arabamı ört eh. | Open Subtitles | غطّي سيارتي، غطّي سيارتي، ايه. |
| Yani bir müddet bu olayı ört bas etmeye çalıştı ve sonra da bizi ağabeyine ispiyonladı, öyle mi? | Open Subtitles | حسناً .. اذن ، في الوهلة الأولى كانت تحاول التغطية على الأمر و بعدها قامت بالوشي بنا إلى شقيقها ؟ |
| O ise ört bas etmek için uzun uzun beklemişti. | Open Subtitles | هو أخذ وقته في التستر عليها |
| Üzerine ört, genç bayan. | Open Subtitles | غطى نفسك ايتها السيدة الصغيرة |
| Üstünü taşlarla ört de gidelim artık. | Open Subtitles | بيش .. غطيه ببعض الصخور ودعونا نذهب |
| - Zaten birinin altında yatıyor. Bir tane daha ört o zaman. | Open Subtitles | ـ أنه نائم على واحدة بالفعل ـ ولفه بواحدة ثانية |
| - Üstünü iyi ört. | Open Subtitles | غطّه جـيـداً الآن، .. |
| Üstünü ört. | Open Subtitles | قومي بتغطيته بالرمال |
| İnsanlar bir sürü şeyi affedebilirler ama ört pas etmeyi hiç unutmazlar. | Open Subtitles | يمكن للناس ان يغفر كثيرا، لكن لا يمكن أن يغفروا عملية تستر. مالذي |