| Ama ilk gelen raporlarda üç kişinin ölmüş olabileceği bildiriliyor. | Open Subtitles | الإبلاغ الأوليّ مع ذلك، بأن هناك ثلاثة أشخاص قد قُتلوا. |
| üç kişinin çığlıklar atarak buradan dışarı sürüklendiğini görünce bu biraz zor oluyor. | Open Subtitles | هذا صعب على المرء حين يشاهد ثلاثة أشخاص يتم جرهم للخارج وهم يصرخون. |
| Ama üç kişinin sorunlarının dünyaya bedel olmadığını görmek için alim olmak gerekmiyor. | Open Subtitles | لكن لا تحتاج كثيرا من الوقت لملاحظة أن مشاكل ثلاثة أشخاص ليست شيئاً في هذا العالم المجنون. |
| Geçtiğimiz yıl bir ekibimiz Boston'da, üç kişinin yaklaşık 2.5 ayını alan bir projede çalıştı. | TED | كان لدينا فريق يعمل على مشروع في السنة الماضية استغرق ثلاث أشخاص حوالي الشهرين والنصف. |
| Ve tarlaya sentor yüzünden işçi bulamıyorum çünkü o üç kişinin işini yapıyor. | Open Subtitles | ولا أستطيع أن أعمل في أرض يعمل بها القنطور لإنه يقوم بعمل ثلاثة رجال |
| Asıl felaket, üç kişinin maden ocağında sıkışıp kalması ya da Birmingham'da polis köpeklerinin kullanılmasıdır. | Open Subtitles | المأساه أن يٌحاصر ثلاث رجال فى منجم أو تستخدم الكلاب فى برمنجهام |
| Kumar sorunun üç kişinin ölümüne sebep oldu. | Open Subtitles | مشكلة قماركِ حَصلَ على ثلاثة أشخاصِ قَتلَ. |
| Bu üç kişinin birlikte çalıştıklarını tahmin ediyoruz. Kaçan şüpheliyi bulup tutuklayacağız. | Open Subtitles | نحن نفترض أن هؤلاء الثلاثة أشخاص يعملون مع بعضهم البعض نحن سوف نجد و نعتقل المشتبه الذي قام بالفرار |
| Ama üç kişinin sorunlarının dünyaya bedel olmadığını görmek için alim olmak gerekmiyor. | Open Subtitles | لكن لا تحتاج كثيرا من الوقت لملاحظة أن مشاكل ثلاثة أشخاص ليست شيئاً في هذا العالم المجنون. |
| üç kişinin ifadesi vardı. O "taş" Hector'un değildi. | Open Subtitles | كان عندك كلمة ثلاثة أشخاص تلك ما كانت صخرة هيكتر. |
| Acaba, Bayan Ong, üç kişinin öldürüldüğü anlaşılan, kaçırılmış bir uçakta bulunan bir kadın gibi mi konuşuyor? | Open Subtitles | هل تبدو المضيفة أونج مثل أمرأة على طائرة مختطفة رأت مقتل ثلاثة أشخاص ؟ |
| Öyle söylesende, üç kişinin işini yapıyorum. | Open Subtitles | انت تقولين ذلك مع أنني أعمل عمل ثلاثة أشخاص |
| Ama ilk gelen raporlarda üç kişinin ölmüş olabilecegi bildiriliyor. | Open Subtitles | الإبلاغ الأوليّ مع ذلك، بأن هناك ثلاثة أشخاص قد قُتلوا. ياللهول. |
| Ama bizim de onlara bir sürprizimiz var! Asla üç kişinin 12,000 Dalek savaş gemisine saldırmasını beklemiyorlar. | Open Subtitles | لكن عنصر المفاجئة في دفتنا لن يتوقعوا اطلاقا أن ثلاثة أشخاص |
| üç kişinin onu tutması gerekti. Onu sakinleştirmek zorunda kaldılar. | Open Subtitles | ثلاثة أشخاص اضطروا لتثبيتها ومن ثم ثاموا بإعطائها مهدآت |
| - Bu sabah üç kişinin öldüğünü gördüm. - üç kişi mi? Nerede? | Open Subtitles | لكنى رأيت ثلاث اشخاص يقتلون هذا الصباح ثلاث أشخاص ؟ |
| Cehennem'in uzak köşesindeki diyarlarda üç kişinin beraber dans ettiği söylenir. | Open Subtitles | أتعرفوا، يُقال، أن فى بلاد الجانب البعيد من الجحيم، يرقصون رقصة من ثلاث أشخاص. |
| New York Herald Gazetesi'nde... üç kişinin asıldığı haberi vardı. | Open Subtitles | السادس و العشرون من نوفمبر عام 1911 ورد خبر عن إعدام ثلاثة رجال |
| New York Herald Gazetesi'nde... üç kişinin asıldığı haberi vardı. | Open Subtitles | السادس و العشرون من نوفمبر عام 1911 ورد خبر عن إعدام ثلاثة رجال |
| üç kişinin asılma haberi vardı... | Open Subtitles | أما الآن وهناك عملية شنق لثلاثة رجال |
| Bu kokpitin üç kişinin oturması için tasarlandığı kesin. | Open Subtitles | هذه العربة مصممة لثلاثة ركاب |
| Size, bu üç kişinin ortak noktalarının ne olduğunu sormak istiyorum. | TED | أود أن أسألكم ما العامل المشترك بين هؤلاء الأشخاص الثلاثة ؟ |
| Domuzlardan birini yakalayıp boğazını kesebilmem için, en az üç kişinin, annenin dikkatini dağıtması gerek. | Open Subtitles | لذا يلزم على الٔأقل ثلاثة منا لٕإلهائها لوقت كافٍ ريثما أطوّق أحد الجراء وأمسك به وأغر عنقه |
| Sadece... üç kişinin daha öldürülmesi gerektiğini söylüyorsunuz. | Open Subtitles | لأنك تقول أنه يجب قتل ثلاثة نساء اُخريات |