| Öyleyse kamyonları bulup sınırı geçmeden durdurmak için üç saatimiz var. | Open Subtitles | حسناً، هذا يعطينا ثلاث ساعات لإيجاد الشاحنات ونوقفهم قبل الدخول للحدود |
| Sınıra ulaşmak için, üç saatimiz kaldığı kanısındayım, belki daha fazla. | Open Subtitles | لنصل للحدود, علينا أن نصلها فى ثلاث ساعات. |
| Pekala, burada üç saatimiz daha var ve sizinle bu saçmalıkları hem tartışıp hem de bunu kullanamam. | Open Subtitles | متبقي لدينا ثلاث ساعات ولا أستطيع القيادة والمجادلة معكم في آن واحد. |
| Bizimkiler Hindistan'dan dönene kadar üç saatimiz daha var. | Open Subtitles | حسنا لدينا ثلاثة ساعات قبل ان يعودوا من انديانا |
| Elimizden kaçıp gitmeden önce üç saatimiz var. | Open Subtitles | ثلاثة ساعات من أجل القضاء على إمرأة واحدة ؟ |
| - üç saatimiz kaldığını söylemiştin. | Open Subtitles | نحن نجعل وقت عظيم. قلت بأنّنا مثل ثلاث ساعات بعيدا. |
| Gemiyi patlatmadan önce, mahkumları teslim etmek için üç saatimiz var. Anlaşıldı. | Open Subtitles | لدينا أقل من ثلاث ساعات لنسلم المساجين قبل أن ينسفوا السفينة |
| Al. Danstan önce üç saatimiz var. Git üstünü değiştir. | Open Subtitles | لا تزال لديننا ثلاث ساعات لتتعلمي الرقص. |
| Banse sapığının serbest kalmasına üç saatimiz kaldı. | Open Subtitles | بقي لدينا ثلاث ساعات قبل أن يخرج ذاك المخبول بانز |
| üç saatimiz kaldı. Bulabildikleriniz bunlar mı? | Open Subtitles | أمامنا ثلاث ساعات وهذا كل ما استطعتم إحضاره ؟ |
| Abdullah'ı yakalayıp, bizim adamımız yapmak ve kimse fark etmeden önce evine geri götürmek için üç saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا فقط ثلاث ساعات للوصول إلى عبدالله وجعله في جانبنا وإرجاعه إلى منزله قبل أن ينتبه أي أحد |
| - Vay be, üç saatimiz boşa gitti. | Open Subtitles | شيت. يبدو أننا فقط تأخر ثلاث ساعات. اللعنة. |
| Zaman demişken, eve tek dönüş yolumuzun havalanmasına üç saatimiz kaldı. | Open Subtitles | بالحديث عن الوقت، ثلاث ساعات حتى يقلع طريقنا الوحيد للعودة إلى الديار. |
| Şova üç saatimiz kaldı. | Open Subtitles | لدينا ثلاث ساعات قبل بدء البرنامج |
| Omen'ı teslim etmek için üç saatimiz var yoksa Ellie ve Muhteşem'i öldürecekler. | Open Subtitles | لدينا ثلاث ساعات لتسليم الفيروس أو إنهم سيقتلون "إيلي" وزوجها |
| Baskıya üç saatimiz kaldı. | Open Subtitles | بقي لنا ثلاث ساعات لإنهاء الطبعة |
| Sıcaklık gelene kadar üç saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا ثلاث ساعات لحين اشتداد الحرارة |
| İki veya üç saatimiz var. | Open Subtitles | أمامنا ساعتين , ربما ثلاث ساعات |
| Provaya kadar üç saatimiz var. Topa vur. | Open Subtitles | تبقى لنا ثلاثة ساعات قبل الذروة. |
| Roarton'a ulaşana kadar önümüzde üç saatimiz geçti. | Open Subtitles | أمامنا ثلاثة ساعات حتى نصل . الى رورتان |
| Yaklaşık sadece üç saatimiz var... | Open Subtitles | نحن فقط لدينا ثلاثة ساعات.. |