| Şimdiye kadar beyni etkilemenin üç yolu vardı: terapistin koltuğu, haplar ve bıçak. | TED | كان هناك ثلاث طرق لمحاولة التأثير على المخ: ملمس الأريكة، الحبوب المعالجة، وسكيناً |
| Çeteden çıkmanın üç yolu var. | Open Subtitles | يوكجد ثلاث طرق لكي تتخلص من العصابة إما أن تقتل أو أن تذهب إلى السجن |
| Mahalleden çıkmanın üç yolu vardı: | Open Subtitles | كان هناك ثلاث طرق للخروج مِن الأحياء الفقيرة: |
| Beynim durdu. Seni yenmemin üç yolu var ama hangisini kullansam bilemedim. | Open Subtitles | إنّي مُحتار، لديّ ثلاثة طرق للتغلّب عليك، لكن لا أعرف أيّهم أستخدم. |
| Çocuklar, bir işi yapmanın üç yolu vardır: | Open Subtitles | يا أطفال, هنالك ثلاثة طرق للقيام بالأمور... |
| Bunun sonlanmasının üç yolu var: | Open Subtitles | حسناً ، هنالك ثلاثة طرق للنهاية |
| Oraya gitmenin üç yolu var. | Open Subtitles | هناك ثلاث طرق سنخرج بها من هنا |
| Pekâlâ Hiccup, birbiriyle geçinemeyen Vikinglerle başa çıkmanın üç yolu vardır. | Open Subtitles | كل الحق، هيكب ، هناك ثلاث طرق ... للتعامل مع الفايكنج التي لا يمكن أن تكون صغيرة الحجم |
| Evet, üç yolu var. | Open Subtitles | S ל، هل يمكن أن تفعل في ثلاث طرق. |