| ün kazanma isteği geçmişte olduğundan daha yaygın ve popüler. Dijital çağımızda ise, elde etmek çok daha kolay. | TED | والسعي وراء الشهرة منتشر بكثرة وأكثر شعبية الآن مما كان عليه وفي عصرنا عصر الديجيتل هو أسهل للتحقيق | 
| Ve bu da Einstein'a dünya çapında ün kazandırdı. | TED | و هذا ما أكسب أينشتاين الشهرة حول العالم. | 
| Bu en kötü düşmanınız için dahi istemeyeceğiniz bir ün. | TED | وهذه سمعة لا تتمناها لأحد حتى وإن كان ألد أعدائك. | 
| Burada ün ve şöhret peşinde değilim, Monsieur Delbene. Benimki üst bir Misyon | Open Subtitles | أنا لا أُبحث عن شعبية ولا عن شهرة,سيد ديلبني :مهمتي أسمى من ذلك | 
| Sadece Guatemala City'de 400'ün üzerinde işyeri ve okul kapılarına kilit vurdu. | TED | في مدينة جواتيمالا فقط أكثر من أربعمائة مكان عمل ومدرسة أغلقوا أبوابهم. | 
| şahsınıza para ya da ün verildiğini sanmıyorum asla kendi egonuz için değil. Buna inanmıyorum. | TED | لا أعتقد أننا نُمنح المال أو الشهرة فقط لذواتنا الشخصية، بتاتاً. أنا لا أؤمن بذلك قط. | 
| ün, gelgeç gönüllü bir dosttur, Harry. Şöhretin sağı solu belli olmaz. | Open Subtitles | الشهرة صديق خائن يا هاري الشهرة هي ما تفعله الشهرة | 
| Para ve ün genellikle ölümcül bağımlılıklara neden olur. | Open Subtitles | الثراء و الشهرة يتماشيان مع الإدمان القاتل في أغلب الأحيان | 
| Herşeyin vardı; para, ün, ölümsüzlük ama sen hepsinin beynini yıkamasına izin verdin. | Open Subtitles | السيد المسيح , انظر لنفسك. لقد حصلت على كل شي: المال , الشهرة , الحياة الابدية. | 
| Günümüzde ün, kültürümüzdeki en önemli şey ve tecrübelerime göre, kimse seni "kara gözüne, kara kaşına" ünlü yapmaz. | Open Subtitles | الشهرة أهم شيء في ثقافتنا الآن و إن كان هناك شيء تعلمتُه فهو أنه لا أحد سيعطيك إياها | 
| Kendisi için önemli bir gencin ün ve zenginlik için arkadaşlarına ihanet edişi. | Open Subtitles | مراهق مزهو بنفسه يخون أصدقائه من أجل الشهرة والثروة | 
| Bebe, zor bir adam olarak ün salmak istemiyorum ama bu replik beni rahatsız etti. | Open Subtitles | انا لا ارغب بتكوين سمعة كصعب المراس لكنني لست مرتاحاً لهذا السطر | 
| Darcy'nin alanında edindiği ün malum. | Open Subtitles | إنني أعلم أن سمعة دارسي الغير عادية كزعيم في مجالناِ تسْبقُها | 
| Ticari ün söz konusu olduğunda gizlilik iyidir. | Open Subtitles | التكتم أفضل وسيلة دائما. حيث أن سمعة العمل مهمة. | 
| Bir kimsenin herhangi bir zamandaki ün miktarı, kabaca ünlü olmadan önceki ve ünlü olduktan sonraki ün miktarlarının ortalaması olmalıdır. | TED | حسنا، توقع منطقي هو أن شهرة أحدهم في فترة زمنية معينة يجب أن تكون تقريبا معدل شهرتهم قبل وبعد الاشتهار. | 
| Cinayetlerim nedeniyle filmlerimden daha fazla ün kazanacağım. | Open Subtitles | ربما اصبح اكثر شهرة بجرائمى أكثر من شهرتى بافلامى | 
| Bu süre zarfında, 200'ün üzerinde maymun ve tembel hayvan getirirler. | Open Subtitles | يجلب لها أبويها خلال ذلك أكثر من 200 قرد و كسلان | 
| Bu durum, 400"ün üzerinde deneysel çalışmayla kanıtlanmış. | TED | تم إثبات ذلك في أكثر من اربعمئة دراسة مبدئية | 
| Hydra'ya sorsaydın yalnızca Herkül'ün orada olduğunu ve kafasını kestiğini söylerdi. | Open Subtitles | إذهب واسأل الهيدرا إذا كان هرقل هو فقط من قطع رؤوسها | 
| Her zaman Bölüm'ün iyi olduğunu ve ülkeyi koruduğunu söylerdin. | Open Subtitles | لطالما قلت أننا كنا نفعل الخير في الشعبة نحمي دولتنا | 
| Olayları hızlı ve şüpheli bir şekilde çözmekle ün yapmış. | Open Subtitles | انه يحظى بسمعة للعب قليلا سريعة وفضفاضة الأشياء. | 
| Ertesi sabah Büyük 'ün evindeyken düşünmeye başladım. | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي في الكبير وأبوس]؛، لقد بدأت الصورة للتفكير. | 
| Finansal teşvikler, ün ve şöhret elit atletlerin fırlamalarını sağladı ve daha üstün bir performansa meylettiler. | TED | دوافع المال والشهرة والمجد ساهمت في نهوض الرياضيين فجأة وأصبحت تميل نحو درجة الأداء العليا الصغيرة. | 
| Cerberus'u öldürmek Herkül'ün kaderinde vardı. Kanca'yı kurtarmamıza yardımcı olacağını düşündüm. - Ancak şimdi... | Open Subtitles | قدر (هرقل) أنْ يقتل "سيربيروس" وظننت بهذا سنصل إلى (هوك)، أمّا الآن... | 
| Her an Abe Lincoln'ün başında bir timsah göremezsiniz. Arkadaşlar? | Open Subtitles | لاترى تمساح برأس إبراهيم لينكون كل يوم يا شباب ؟ | 
| Venüs'ün bu iki kızı gladyatörleri kışkırttılar... onları ölümüne dövüşmeye zorladılar, ve ne oluyor demeye kalmadan... kendimi bir devrimin ortasında buldum. | Open Subtitles | إبنتا فينوس هاتان وبختا المصارعين بطريقة ساخرة أجبروهم على القتال حتى الموت وقبل أن أعرف ما الذي حدث قام الإنقلاب | 
| Walter Kern'ün şu an Sylvia Gooden'ın evinde olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد ان والتر كيرن في منزل سيلفيا جودين الآن | 
| 11 Eylül'ün hiç yaşanmadığını ve yaşandıysa, sorumluların Yahudiler olduğunu seç. | Open Subtitles | اختار عدم حدوث الحادي عشر من سبتمبر، ولو حدث فسببها اليهود |