| - Marc'ın babası olduğunu bilmiyorduk. - Evet, hiç bilmiyorduk. | Open Subtitles | مارك لم يذكر بأنّه كان لديه أبّ مثل، ليس أبدا |
| Judah'ın babası yüreğinde, iki kardeşin bu parçalanmış topraklarda birlik olmaya örnek olmalarını umarak ölmüştür. | Open Subtitles | أبّ يهودا تَوفّى تَمَسُّك بالأملِ الذي الأخوان يُمكنُ أَنْ يَكُونَ مثالَ الوحدةِ في هذه الأرضِ المنقسمةِ. |
| Sanırım Buck'ın babası Mary Banner'ı öldürdü. Bence Buck'a yalan atıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن والد بيك قتل مارى أعتقد أنه قام بالكذب على بيك |
| Michael'ın babası bilgisayar adı verilen bir şey üzerine çalışıyordu. | TED | وقد كان والد ميشيل يعمل على الكمبيوتر في تلك الاثناء |
| Thorvin Hampton'ın babası aileni mahvetmiş olabilir... ama Thorvin yanlış birşey yapmadı. | Open Subtitles | (حسنا، ربما قام والد (ثورفان هامبتون بتحطيم عائلتك ولكن (ثورفان) لم يفعل أي شيء خاطئ |
| Molly Norton, babası bir keresinde Beyaz Mike'ın babası için garsonluk yapmıştı. | Open Subtitles | مولي نورتون. والدها عمل مرة لدى والد مايك وايت كنادل |
| Olmaz Damon! O Caroline'ın babası. | Open Subtitles | -لا يا (دايمُن)، إنّه والد (كارولين ). |
| Şimdi ya uzay-zaman sürekliliğinde bir yarık keşfettim ya da bu adam Spivak'ın babası olmalı. | Open Subtitles | إما أني أكتشفت خللاً في تسلسل الزمان والمكان أو... أنه والد "سبيفاك" |
| "Bastian'ın babası sonunda evlenmek istediği kadını buldu- | Open Subtitles | "وَجدَ أبَّو باستيان أخيراً إمرأة أرادَ الزَواج منها |
| Yani, Mulder'ın babası Mulder'ın kız kardeşini verdi. | Open Subtitles | لذا، أبّ مولدر إستسلم أخت مولدر. |
| Sherman'ın babası bağlılık yemini ile babamın yanından ayrılmazmış. | Open Subtitles | نعم. لذا , uh، أبّ شيرمان تَعهّدَ بِجانب أبي الظهر في اليومِ. |
| - Bill Mulder. Fox Mulder'ın babası. | Open Subtitles | - هو بيل مولدر، أبّ فوكس مولدر. |
| Paul Brennan, Liam'ın babası. | Open Subtitles | بول برينان، أبّ ليام. |
| Mulder'ın babası hayatı boyunca utanç içinde yaşadı. | Open Subtitles | عاش أبّ مولدر حياته في الخزي. |
| Mike Marsh, Connor Wilson'ın babası değil. | Open Subtitles | مستنقع مايك لَيسَ أبّ كونور Wilson. |
| Evet, Neil'ın babası gelip bize çakacak diye korkmuştum. | Open Subtitles | أجل, لقد كنت مرتعبا من أن والد نيل سيخرج و يغتصبنا |
| Ortaya çıkan bir şey vardı ki, o da, Bobby Fischer'ın babası, | Open Subtitles | واحدة من الأشياء التي كشفها هو أن والد بوبي فيشر، |
| Ayrıca Amber'ın babası çocukluğumuzdan beri açığımızı arıyor. | Open Subtitles | بجانب أن والد , أمبر يريد الأيقاع بنا منذ كنا صغارا. |
| Şef olabilmek için babamı sürgün ettirdin ve eminim onun Avatar'ın babası olduğunu öğrenmek seni çıldırtmıştır. | Open Subtitles | , جعلته ينفى حتى يمكنك أن تصبح الزعيم وأراهن بأنه قتلك تماما أن تعرف بأنه كان والد الأفتار |
| Peter'ın babası Illinois mahkemesindeyken eve tek bir dosyasını bile getirmemişti, bir kez bile. | Open Subtitles | عندما كان والد (بيتر) يترأس المحكمة في ولاية (إلينوي) لم يحضر أبدا قضية إلى المنزل,ولا مرة |
| Jung-ah'ın babası koltuk değneği kullanıyor. | Open Subtitles | تسـأليني ان كان والد (جانج) يستعمل العكازات |
| Doğru. Sheldon'ın babası bir seferinde kaktüsle dövüşmüş. | Open Subtitles | (هذا صحيح، قام والد (شيلدون ذات مرة بافتعال شِجار مع نبتة صبار |
| Roger'ın babası fiziksel bir sorun yaşamamış. | Open Subtitles | كانت لا توجد مشكلة لدى والد (روجر) بجعل الأمور جسديّة... |
| - Yapma ama, o Sean'ın babası. | Open Subtitles | -بربّكِ، أقصد، إنّه والد (شون ). |
| Sark'ın babası olduğunu biliyor muydum? | Open Subtitles | هل كنت اعلم أنه والد ( سارك ) ؟ |
| Siz John'ın babası değilsiniz, değil mi? | Open Subtitles | أنت أبَّو جون، أليس كذلك؟ |