| İki ırktan olma kızımız, lezbiyen anneler. Bir yerlere gidecektir. | Open Subtitles | ابنة ثنائية عرق وأمهات سحاقيات سيكون وخزة في مكان ما |
| Ancak buna ek olarak, Bir cep telefonunu silahla karıştırma olasılığınız yabancı erkek, iri ve değişik bir ırktan olduğu zaman çok daha fazla. | TED | ولكن أضف إلى ذلك، أنه من المرجح أنك ستعتقد أن الهاتف الخلوي مسدس إذا كان ذلك الشخص ذكراً ضخم البنية ومن عرق آخر. |
| Adam öldürme, sulh hâkimine saldırı, beyaz bir bakireye tecavüz siyah ırktan reşit olmayan bir kıza tecavüz yolcularını soymak için bir treni raydan çıkarma... | Open Subtitles | القتل والاعتداء على قاضي المصالحة اغتصاب عذراء من العرق الأبيض, اغتصاب قاصر من العرق الأسود |
| Farklı ırktan, iki insan mezarlıktan dönüyorsa bu olay içmekle sonlanmalıdır. | Open Subtitles | الإنجيل يرشدنا عندما يعود عرقين مختلفين للمقابر معاً يجب أن تعلم المناسبة بمشروب |
| Her ırktan, her inançtan insanla bir arada yaşamayı öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا أن نتعلم كيف نعيش مع جميع الأجناس والأعراق والحضارات. ونتحد لنصنع غرب جديد. |
| Farklı ırktan komşusu olmayanlar ırklar arası evliliğe 2 kat daha fazla karşı çıkma eğilimindeler. | TED | الاشخاص الذين لاجيران ملونين لهم احتمال ضِعفهم اقرب أن يعترض علي زواج الأعراق المختلفة، من المؤيدين له. |
| Farklı bir ırktan biriyle dama oynarken yakalandığınızda hapse gidebilirdiniz. | TED | قد تتعرض للسجن إذا تم الإمساك بك متلبساً بلعب الشطرنج مع شخص من عِرق مختلف. |
| Her türden, her ırktan insana... Avukat, rahip, doktor, tanıdıklar... | Open Subtitles | كل الانواع وكل الاجناس ،محامين ،قساوسة دكاترة ،وشباب من احيائنا |
| Size yeni bir ırktan bahsetme ayrıcalığına sahibim. | Open Subtitles | و الآن أحظى بشرف تقديم دليل على عرق جديد |
| Amerikan başkanı, her ırktan ve statüden tüm Amerikalıların başkanıdır. | Open Subtitles | هو رئيس كل أمريكي من كل عرق وكل ثقافة. سواء صوتم لي أم لم تفعلوا، |
| Herhangi bir ırktan bildiğim bir CEO yok ki. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير بأي مدراء تنفيذيين من أي عرق |
| ONI'nin teorisine göre Anlaşma birden fazla ırktan oluşuyordu. | Open Subtitles | و أوني خرجت بنظرية أنهم ليسوا فقط من عرق واحد |
| Beyaz ırktan nefret eder, Amerikalılar'ı horgörür ve kadınlara karşı küçümsemeden başka hiçbirşey hissetmez. | Open Subtitles | إنه يكره العرق القوقازي ويحتقر الأمريكان ولا يحس نحو المراءة بغير الإزدراء |
| Sonra bu insanlar beyazlarla evleniyor ve karışık ırktan çocuklar dünyaya getiriyorlar. | Open Subtitles | ثمّ ذلك الشخصِ يَتزوّجُ شخص أبيض وهم يَلِدونَ طفل مختلط العرق. |
| Ve cinayetin cezasıysa eyaletten eyalete ve ırktan ırka göre değişir. | Open Subtitles | وعقاب القاتل هو حسنا .. أنه يختلف من ولاية لأخرى بحسب العرق |
| 150 yıl önce iki değişik ırktan insan burada evlendikten sonra aileleri tarafından katledildiler. | Open Subtitles | قبل 150 سنة، تزوج شخصان من عرقين مختفين هنا وذبحا من قبل ذواتهم |
| Asıl kehanet, sadece iki savaşçı ırktan bahseder. | Open Subtitles | ذكرت النبوءة الأساسية عرقين محاربين فقط |
| Hepimiz kardeşiz, gerçekten, ...her renkten ve ırktan, aynı Tanrı'ya ve insanlığa inanan insanlar. | Open Subtitles | .. و كنا كلنا أخوة . بحق ، ناس من مختلف الألوان و الأجناس . يؤمنون بإله و احد, فى وحدة إنسانية واحدة |
| Hepimiz kardeşiz, gerçekten her renkten ve ırktan, aynı Tanrı'ya ve insanlığa inanan insanlar. | Open Subtitles | .. و كنا كلنا أخوة . بحق ، ناس من مختلف الألوان و الأجناس . يؤمنون بإله و احد, فى وحدة إنسانية واحدة |
| Geçen sene geçirdiği kalp krizinden sonra, her ırktan ve renkten mahkumlarla çalışmaya devam etmiştir, özellikle gençlerle, iyi bir yaşama kavuşmaları için yol göstermiş, bilgilendirmiştir. | Open Subtitles | حتى بَعدَ أن تعرَّضَ لنوبةٍ قلبية العام الماضي استمَرَ في العملِ معَ السُجناء من مُختلَف الأعراق و الألوان خاصةً اليافعين، ليُرشدَهُم و يقودهُم نحوَ حياةٍ أفضَل |
| Kesinlikle, Nuremberg duruşması sırasında hissettiğim tüm o korkular ölen o 6 milyon Yahudi, muhalifler ya da başka ırktan insanların baskı ve korkutmaları beni derinden sarsmıştı. | Open Subtitles | كلّ الرعب الذى سمعته أثناء محاكمات نوريمبرج الستة ملايين يهودى، والمنشقّون أو الأشخاص من الأعراق الأخرى |
| Ama şüpheliler bu bölgede çalışıyorsa herhangi bir ırktan olabilirler. | Open Subtitles | إلا إذا كان المجرمين يعملون في المنطقة في هذه الحالة يمكن أن يكونوا من أي عِرق |
| Her türden, her ırktan insana... Avukat, rahip, doktor, tanıdıklar... | Open Subtitles | كل الانواع وكل الاجناس ،محامين ،قساوسة دكاترة ،وشباب من احيائنا |
| Irkçı polis memurları, Afroamerikalıları ve diğer ırktan kişileri, haksız yere dövüp... | Open Subtitles | الضباط العنصريون الذي يسجنون الناس ظلماً، ويضربون ويقتلون الأفارقة الأمريكيين وذوو الألوان الأخرى. |
| Yine de Travis'in farklı ırktan birini gördüğünde çığlık atmasını unutmak biraz zor oldu. | Open Subtitles | على الرغم انه من الصعب علي ان انسى المرحلة التي كان فيها ترافيس يصرخ كلما رأى اشخاص من اعراق اخرى |