Bu tür zırvalıklarla uğraşmadığın için çok şanlısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ جداً, لست مضطراً للقلق لمثل هذه الامور. |
Bu gece kuzenim Kerim çalıştığı için şanlısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ ، أن إبن عمي كريم يعمل لفترة متأخرة اللّيلة |
Aslında şanlısın çünkü bundan sonra o çocuğa bakmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | وحقيقاً أنت محظوظ لأنك لا تحتاج إلى رعاية الطفلة بعد الأن,لذلك... |
Ne şanlısın. | Open Subtitles | لحسن حظّك |
şanlısın. | Open Subtitles | يا لحسن حظّك |
şanlısın. Elimde her zaman birşeyler bulunur. | Open Subtitles | لحس الحظ أنه لديّ دائماً بعض المعدّات |
seni sadece dövdüğü için şanlısın, ama sanırım sen beni bu gece çocuklarımdan bu sebeb'ten dolayı ayırmadın. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ، أنت محظوظ لإنه قد ضربك فقط لكنى أخمن أن ذلك ليس السبب فى إحضارى لهُنا من منزلى وأنا مع أطفالى هذه الليلة |
Rosie, çok şanlısın. Evin muhteşem. | Open Subtitles | أوه روزي أنت محظوظ جداً انة بيت رائع |
şanlısın. Her şey halloldu. | Open Subtitles | أنت محظوظ لقد حُلت جميع المشاكل |
Nefes aldığın için şanlısın. | Open Subtitles | الآن أنت محظوظ لكونك مازلت تتنفس |
şanlısın.Oturduğun yerden bunu göreceksin. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأنك هنا لترى هذا |
şanlısın.Oturduğun yerden bunu göreceksin. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأنك هنا لترى هذا |
şanlısın. Bu aralar az yiyorum. | Open Subtitles | أنت محظوظ ، فأنا أنتبه لقوامي |
şanlısın, sıkılmış durumdayım. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأنني أشعر بالملل |
şanlısın, arkadaşım. | Open Subtitles | أنت محظوظ يا صديقي. |
şanlısın ha. | Open Subtitles | يا لحسن حظّك." |
şanlısın. Elimde her zaman birşeyler bulunur. | Open Subtitles | لحس الحظ أنه لديّ دائماً بعض المعدّات |