| şartlı tahliye sırasında başın belaya girerse ne olur biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلمين ماذا يحدث عندما تقعين في مشكلة في فترة إطلاق السراح المشروط,صحيح؟ |
| şartlı tahliyesini riske atmamak için hikayesine bağlı kalacak Anneciğim? | Open Subtitles | لأنه متمسك بقصته جراء الخوف من فقط إطلاق السراح المشروط |
| Önce 2 yıl ile başladı. 6 aydan sonra şartlı tahliye. | Open Subtitles | البداية كانت بعقوبة لسنتين مع إطلاق سراح مشروط خلال 6 أشهر |
| Ama bu adam şartlı tahliye kurallarına harfiyen uyuyor. Uyuşturucu testleri temiz. | Open Subtitles | ولكن الرجل مُطلَق سراح مشروط مثاليّ أعني أنّ فحوصه لتعاطي المخدّرات نظيفة |
| Senin şartlı tahliye olabileceğini öğrendiğinden beri, annen çok daha iyi hissediyor. | Open Subtitles | ان صحة أمك تتحسن منذ أن عرفت أنه من الممكن اطلاق سراحك |
| Arthur Tins, izci kolundaki bir baba, 2 yıl kredi kartı dolandırıcılığından yatmış, 6 ay önce şartlı tahliye edilmiş. | Open Subtitles | آرثر تينز ، أب في فرقة الكشافة قضى سنتين في السجن لتزوير بطاقات اعتماد مصرفية أُطلق سراحه منذ ستة أشهر |
| şartlı tahliye kuruluna Carrie hakkında gerçekleri söylediğin için teşekkür etmek istemiştim. | Open Subtitles | انا هنا لأشكرك لانك اخبرتى مسؤلين اطلاق السراح المشروط الحقيقة عن كارى |
| Benim desteğime ihtiyacı olduğunu söyledi, şartlı tahliyesini bozduğundan beri. | Open Subtitles | يقول انه يحتاجني كتعزيز كما هو ايضاً أنتهاك للسراح المشروط |
| Ayrıca geçen hafta şartlı tahliye duruşmasında da ifade verdim. | Open Subtitles | لقد تحدثت أيضاً في الأسبوع الماضي في جلسة الاستماع المشروط |
| Küçük bir teselli olacak biliyorum ama, şartlı tahliye kurulundan bir şey duydum. | Open Subtitles | أنا متأكد أن هذا عزاء قليل ولكنني للتو سمعت من لجنة العفو المشروط |
| Reşit olmadan içki, darp ve şartlı tahliye ihlali, efendim. | Open Subtitles | الشُرب تحت السن القانوني, والاعتداء, وخَرق إطلاق السراح المشروط, سيدي. |
| Benim gibi şartlı tahliyeyle çıkmış biri bahis falan oynatamaz. | Open Subtitles | رجل مُسرّح بإطلاق مشروط مثلي لا يُمكنه الإختلاط في المُراهنات. |
| - şartlı tahliye ile çıkmış. - Yani Tito, Isabella'yı istedi. | Open Subtitles | أنه مفرج عنه بإفراج مشروط إذاً ، تيتو رغب في إيزابيلا |
| Sana 6 hafta içinde şartlı tahliye için uygun olacağını söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إنّما أحاولُ بأن أخبرك بأنكَ مؤهل لإطلاقِ سراحٍ .مشروط خلال ستةِ أشهر |
| Yılların geçişini izledim, insanlar geldi ve gitti, ben şartlı tahliyesiz bir hayat sürerken. | TED | مرت علي السنين أتى الناس وذهبوا بينما أحيا دون احتمال إطلاق سراح مشروط |
| şartlı tahliye memurun yine nerede olduğunu bilmediği için az önce beni aradı. | Open Subtitles | الضابط المسؤول عن اطلاق سراحك اتصل للتو لأنه لم يعلم أين كنت مجددا. |
| Üç yıl önce şartlı tahliye olmuş, içeride defalarca yediği dayaktan sonra. | Open Subtitles | أطلق سراحه منذ 3 سنوات بعد تعرضه للضرب في السجن مرارا وتكرارا. |
| Çalıntı bir stop lambası bile bulurlarsa şartlı tahliyen yanar. | Open Subtitles | وإذا وجدوا أيّ مصباح خلفي مسروق فقد إنتهكتَ شروط خروجك |
| şartlı tahliye ihlalinden hapse mi döneceksin? | Open Subtitles | هل تريد العودة للسجن للإخلال بشروط إطلاق سراحك؟ |
| Bense şartlı tahliyesini defalarca ihlal etmiş adamım, o yüzden kimse beni dinlemez. | Open Subtitles | وأنا خرقت إطلاق سراحي المشروط بطرائق لا تحصى لذا لا أحد سيصغي إلي |
| Bu yıl 5 Eylül'de şartlı tahliye için müracaat etti. | Open Subtitles | قدم طلب لإطلاق السراح في الخامس من سبتمبر هذا العام |
| Peki bunu şartlı tahliyenin ihlali olarak mı görecekler? | Open Subtitles | اللعنة ، هل سيعتبرون هذا أنتهاك لشروط أطلاق سراحة؟ |
| Onun için bir şartlı tahliye çizelgesi hazırlayın. Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | أعمل على حسب الجدول بإدانة مع وقف العقوبة, سأراك لاحقاً |
| şartlı tahliye 10. yılda. | Open Subtitles | 15 سنَة قابِل لإطلاقٍ مَشروط بعدَ 10 سنوات |
| Aynı 2011'deki hırsızlık suçundan şartlı tahliye edildiğiniz hakkında fikriniz olduğu gibi. | Open Subtitles | أنت تعلم أنك تحت الإفراج المشروط بسبب تهمة السطو تلك في 2011 |
| Yoksa şartlı tahliye ihlali mi olur? Ben de öyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | أم أن هذا ينتهك شروط الافراج الخاص بك ؟ اعتقدت هذا |
| Donny Faster müebbet hapse mahkum. şartlı tahliye hakkı da yok. | Open Subtitles | دوني فاستر تخدم حكم بالسجن مدى الحياة بدون إمكانية إطلاق السراح. |