| Şehrin dışındaki her köprü ve yolda kontrol noktası olması emrini verin. | Open Subtitles | أبلغ القيادة أن هنالك نقطة تفتيش على كل جسر وطريق خارج المدينة | 
| Öğlen Şehrin dışındaki harabelerde buluşalım. | Open Subtitles | لم لا تقابلني خارج المدينة عند الأنقاض ؟ لنقل عند الظهر | 
| Şehrin dışındaki otoyola barikat kurdular. | Open Subtitles | لقد شُيّدَت حواجز في الطرق الرئيسية خارج المدينة مباشرة | 
| Bunun sadece bir söylenti olduğunu sanıyorduk. Şehrin dışındaki terk edilmiş trafoda yaşadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | ظننا هذا الرويّ مُجرّد إشاعات، يقولون أنّه يعيش بمبنى مهجور خارج المدينة. | 
| Şehrin dışındaki buluşma noktası için koordinatları gireceğim. | Open Subtitles | سأرسل لك إحداثيات نقطة التلاقى خارج المدينه | 
| Şehrin dışındaki kapıda seninle buluşacağım. | Open Subtitles | سأقابلك عند البوابة السفلية خارج المدينة | 
| Şehrin dışındaki hayatı öğreniyorduk. | Open Subtitles | بدأنا بمعرفة ماهية الحياة . خارج المدينة | 
| Ecstasy, Kanada'dan Franklin'e Şehrin dışındaki bir havaalanına gelmiş. | Open Subtitles | عقار النشوة أتى من كندا إلى فرانكلين إلى مطار خاص خارج المدينة | 
| Biraz para ateşlersen Şehrin dışındaki havaifişek satan yerlerin çoğunda bulursun. | Open Subtitles | متاح فى اغلب منصات الالعاب النارية خارج المدينة اذا اظهرت بعض النقود | 
| Steven Walker'ın cesedi bir yıl önce Şehrin dışındaki ormanlık bir arazide bulunmuş, ve yaraları diğer oğlanlarla eşleşiyor. | Open Subtitles | جثة ستيفن والكر عُثر عليها بعد عام في منطقة مشجرة خارج المدينة و كانت إصاباته متوافقة كالصبيين الاخريين | 
| Şehrin dışındaki bir kaç sarhoştan aldık efendim. | Open Subtitles | زوجين من الوافدين في وقت متأخر من خارج المدينة. | 
| Şehrin dışındaki harabelerde. Hadi! | Open Subtitles | أنه فى الخراب خارج المدينة هيا بنا | 
| Şehrin dışındaki motele gider misin? | Open Subtitles | هلا ذهبت إلى الفندق خارج المدينة | 
| Hayır, Şehrin dışındaki bir laboratuvarda teknisyen şefiyim. | Open Subtitles | لا، أترأس فريق تقنيي مختبر خارج المدينة | 
| Şehrin dışındaki her şeyin bozkır olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أن كل شئ مقفر خارج المدينة | 
| Şehrin dışındaki durumumuz nedir? | Open Subtitles | أريد تقريراً عن الوضع خارج المدينة. | 
| Şehrin dışındaki afetzedelerin durumu oldukça kötü. | Open Subtitles | أوضاع الضحايا خارج المدينة مأساوية | 
| Daha önce, Mary ile konuştuğumuzda Şehrin dışındaki bir ahırdan bahsetmişti. | Open Subtitles | عندما تحدثت مع (ماري) سابقاً قالت بأن هناك حظيرة خارج المدينة | 
| Şehrin dışındaki bir olay yerine çağırıldım. | Open Subtitles | تمّ دعوتي لمسرح جريمة خارج المدينة. | 
| Şehrin dışındaki bir bara yalnız gitmemi istedi. | Open Subtitles | أمرتني بالذهاب لتلك الحانه خارج المدينه أن أذهب بمفردي | 
| Şehrin dışındaki çakıl taşlarını kullanacağız | Open Subtitles | لديك الكثير من الحصى خارج المدينه |