| 1835'te James Gordon Bennet ilk yüksek tirajlı gazeteyi New York şehrinde kurdu. | TED | عام 1835، أسس جيمس غوردون بيننت أول صحيفة واسعة الإنتشار في مدينة نيويورك. |
| Dünyanın bu üzücü, başarısız tarihinin en büyük müzik şehrinde. | Open Subtitles | في مدينة الموسيقى الأعرق في التاريخ المحزن البائس لهذا الكوكب |
| Sağdaki artan grafik ise bir grup Avrupa şehrinde ölçülen yürüyüş hızı. | TED | وعلى اليمين سرعة المشي في عدة من المدن الأوربية تظهر تلك الزيادة |
| Hatta Güney Kore'de Seul şehrinde bunu başlattılar. | TED | في كوريا الشمالية بمدينة سيول، بدأوا ذلك في الحقيقة. |
| Dünyanın en manyak şehrinde. | Open Subtitles | في"نيو يورك سيتي", أعظم مدينة في العالم! |
| Sekiz tane İsrail ve Filistin şehrinde duvarın iki tarafına da yapıştırmaya karar verdim. | TED | قررت ان الصق في ثمان مدن اسرائيلية وفلسطينية وعلى جانبي الحائط. |
| Kampüsünde, şehrinde ya da ülkende bazı şeylerden memnun değil misin? | TED | لا يعجبك الوضع في حرم جامعتك أو مدينتك أو بلدك؟ |
| Bunların hepsi uzun zaman önce Sao Jin şehrinde yaşandı. | Open Subtitles | الأمر كله بدأ منذ زمن بعيد في مدينة جين زاو |
| Abu Dabi'deki Masdar şehrinde sürücüsüz birbiriyle haberleşebilen elektrikli araçlar kullanılıyor, ve bu araçlar şehrin sokaklarında yer altında gidiyorlar. | TED | في مدينة مصدر في ابوظبي يستخدمون مركبات بدون سائقين يمكنها التواصل مع بعضها البعض وتتجول تحت شوارع المدينة |
| Benim hikayem Nijmegen şehrinde başlıyor, Hollanda'nın doğusunda, doğduğum şehirde. | TED | بدأت قصتي في مدينة نيجميجين في شرق هولندا المدينة التي ولدت فيها |
| Ekim 2007'de A.B.D. ve koalisyon kuvvetleri Irak'ın Suriye sınırında, Sinjar şehrinde bir El Kaide hücre evine baskın yaptı. | TED | في أكتوبر 2007، داهمت الولايات المتحدة وقوات التحالف البيت الآمن للقاعدة في مدينة سنجار على الحدود السورية للعراق. |
| Saygısızlık etmek istemem ama oğlunuz dünyanın en büyük şehrinde kayıp.. | Open Subtitles | بكلّ الإحترام المستحق، إبنك مفقود في أحد اكبر المدن في العالم |
| Bisikletler ve bisiklet sürme, yalnızca birkaç Amerikan şehrinde kendini gösteren mevcut bir devrim. | TED | تمثّل الدراجات ثورة حديثة في بعض المدن الأمريكية فقط. |
| Ben söyleyeyim. Dünyanın en romantik şehrinde kim yaz aşkı istemez? | Open Subtitles | من يريد علاقة مؤقتة صيفية مثيرة في أكثر المدن رومانسية على الأرض ؟ |
| Hiçlik şehrinde bulunan küçük bir enerji santralinden ne istiyor olabilirler? | Open Subtitles | ماذا يريدون من محطة طاقة صغيرة بمدينة معزولة كهذه ؟ |
| Dedektif olduğunu iddia ediyor ama dünyanın en fazla cinayet işlenen şehrinde onun yeterliliği şüphelidir | Open Subtitles | إنه يتضمن كونه محقق لكنه يدفع بمهاراته المشكوك بها بمدينة بأعلى معدل جريمة في العالم |
| Bu bana 1992'de Salt Lake şehrinde olan bir olayı hatırlatıyor. | Open Subtitles | هذا يذكّرني بقضية حدثت في "لايك سيتي" عام 1992 |
| Dünyanın hangi şehrinde yahut şehirlerinde dükkânlar sizi tanıyorlar? | TED | في أي مدينة أو مدن يعرفك أصحاب محلات البقالة؟ |
| Senin şehrinde olduğuna göre düzgün yapacağına güveniyorum. | Open Subtitles | بما أنها مدينتك ، كنت واثقا بأنك ستقوم بها بشكل لائق |
| Elizabeth Jackson, kasetleri bulduğumuz yere 160 km. uzaklıktaki Hanson şehrinde kaçırıldı. | Open Subtitles | ـ لتصوير ، إليزابيث جاكسون أخطتفت في مقاطعة هانسون والتي تبعد 100 ميل تقريباً عن موقع الأشرطة التي وجدت |
| Ya Ölüler şehrinde kutsal , bir mezarları olduğunu? | Open Subtitles | أو ما قد بنى و أثث له و لزوجته مقبرة خلابة فى مدينة الموتى ؟ |
| Ve zaten siz çocuklar WWE şehrinde ne arıyorsunuz? | Open Subtitles | وماذا تفعلان هنا يا أطفال فى مدينه دبليو دبليو اي على ايه حال؟ |
| Bir zamanlar dünyanın en güzel şehrinde yaşayan bir şairdim. | Open Subtitles | ذات مرة كنت اُنظم الشِعر في أعظم مدينة في العالم |
| Bunun sonucu ortada, Dünyanın her şehrinde aynı sıkıcı apartmanlar yapılıyor. | TED | ما ينتج عن ذلك هو هذا الشئ الذي يشبه الصوت الهادر، صوت هادر ممل متمثل بنفس المجمع السكني في كل مدينة عبر العالم، |
| Vietnam'da Saygon şehrinde. | Open Subtitles | . . عملتها لى فى بلدة صغيرة تدعى سيجون. |
| Nasıl oluyor da birileri kendi şehrinde kaybolabiliyor? | Open Subtitles | كيف يمكن لأحد أن يضل طريقه في مسقط رأسه؟ |