| Yaptığım şey, tam olarak siz Konoha ninjalarının istediği şey değil mi? | Open Subtitles | أليس ما أفعله هو بالضبط ما يريده كل نينجا كونوها طوال الوقت؟ |
| Peki ya kaybettikleri şey tam da bu çeşit bir bilgiyse? | Open Subtitles | حسناً، ماذا اذا كانت هذه نوعية المعلومات التي بالضبط ما فقدوه |
| Bu kulağa çılgınca geliyor ama yaptığımız şey tam olarak buydu. | TED | تبدو هذه فكرة جنونية، لكن هذا بالضبط ما قمنا بفعله. |
| 33 yaşına geldiğimde beklediğim şey tam olarak bu değildi. | Open Subtitles | انه ليس تماماً ما كنت اتوقعه عند بلوغي الثالثة والثلاثين |
| Benim de istediğim şey tam anlamıyla bu. Onu cepheye götürün. Olmaz. | Open Subtitles | هذا بالظبط ما أقترحه ضعوها في أرض المعركة |
| Şey, tam bizim hayal ettiğimiz gibi değil ama... | Open Subtitles | حسنا ، انه ليس بالضبط ما نحن تصورناه ولكن |
| Ama neyi istemediğini gayet iyi biliyordu. İstemediği şey, tam da Vicky'nin en çok değer verdiği şeydi. | Open Subtitles | كانت تعرف ما لا ترغب به و هو بالضبط ما كانت فيكي تعطيه الأهمية القصوى |
| Bu takımın ihtiyacı olan şey tam olarak da bu. Daha yükseklere itilmek. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يحتاج إليه الفريق ليصل للقمة |
| Holoband'i yaratırken aklımdaki şey tam olarak bu değildi. | Open Subtitles | عندما خَلقتُ جهاز المعلومات لم يكن هذا بالضبط ما فكرت به |
| Holoband'i yaratırken aklımdaki şey tam olarak bu değildi. | Open Subtitles | عندما صنعت الهولوبان ليس هذا بالضبط ما كان يدور في خلدي |
| Yani şimdiye dek yaptığım her şey tam olarak yapmamı istediğin şeylerdi. | Open Subtitles | لذا كلّ ما فعلْتُه، هو بالضبط ما أردْتَني أنْ أفعله. |
| Bizim bunu geçmiş için yaptığımız gerçeği dışında, arkeologların yaptığı şey tam da bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يفعله علماء الاثار هنا, عدا اننا نفعل ذلك للماضي. |
| Sana yapmamanı söylediğim şey tam anlamıyla buydu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما أخبرتك بأن لا يمكن أن يحدث |
| Bahsettiğim şey tam olarak bu artan paranoya. | Open Subtitles | هذا الارتياب المتزايد هو بالضبط ما أتحدث عنه |
| İşte şehirde eksik olan şey tam da bu | Open Subtitles | وهذا بالضبط ما كنتم تفتقدونه هنافيهذهالمدينة.. |
| Aslında şu an ihtiyacım olan şey tam olarak o. | Open Subtitles | في الواقع، هذا هو بالضبط ما أحتاجك أن تفعله |
| Evet, inkar edemem, gördüğümüz her şey tam anlamıyla ilgilendiğimizşeyler. | Open Subtitles | لا يمكنني نكران هذا, كل ما أراه هو بالضبط ما نحبه |
| Bütçeme darbe vurursan yapacağım şey tam olarak bu olur. | Open Subtitles | إن أفسدتِ ميزانيتي فذلك تماماً ما سأفعله |
| Hayır, hayır, söylemek istediğim şey tam olarak o değil fakat... | Open Subtitles | لا، لا، ليس هذا تماماً ما أحاول قوله، لكن... |
| Duymam gereken şey tam olarak buydu. | Open Subtitles | هذا تماماً ما احتجت إلى سماعه. |
| Seni taze kan, genç, gözüpek olarak görüyorum şu anda ihtiyacımız olan şey tam olarak bu. | Open Subtitles | أجدكِ صغيرة، جريئة، جديدة بالظبط ما نحتاجه الآن |