| Belki bir dahaki sefere benim vurulmamı içermeyen bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | ربّما بالمرّة التالية يمكننا فعل شيء لا يشمل طعني ولا إرداءي. |
| Belki bu hafta sonu ikimiz beraber eğlenceli bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا فعل شيء مرح بعطلة نهاية الأسبوع معًا |
| Böyle bir şey yapabiliriz mi diyorsun? | Open Subtitles | تعتقدى انه يمكننا فعل شيء مثل ذلك؟ |
| Tanrım. Bırak yaşasın. Hala iyi bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | , دعه يعش مازال فى إستطاعتنا أن نفعل شيء صحيح |
| Chloe, bir şey yapabiliriz. Kwan'la konuşayım. | Open Subtitles | (كلوي)، أنا متأكد أنه بإمكاننا أن نفعل شيء |
| Hâlâ bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | لا يزال بوسعنا أن نفعل شيء. |
| Senin için bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نفعل شيئا بالنسبة لك. |
| Böyle bir şey yapabiliriz mi diyorsun? | Open Subtitles | تعتقدى انه يمكننا فعل شيء مثل ذلك؟ |
| Pekâlâ, sevdiğin bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | حسناً يمكننا فعل شيء تحبه ماذا تحب ؟ |
| Ama küçük bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | لكن بالتأكيد يمكننا فعل شيء لك |
| - Tamam, şimdi ilginç bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | -حسنٌ، الآن يمكننا فعل شيء مثير للإهتمام |
| Bu konuda bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا فعل شيء حيال ذلك. |
| Bir şey yapabiliriz, sonra da... | Open Subtitles | لأن نستطيع أن نفعل شيء وبعده |
| Ve, mesela, Rony'nin* kan, balina ve el aletleri kavramlarini içeren, Arktik Okyanusu'ndaki Ahkivgaq kampında geçen, kalp atışı hızlı olan öyküsünü çıkarmak kadar rastgele bir şey yapabiliriz. | TED | و يمكننا أن نفعل شيئا اعتباطيا، لنقول مثلا، استخراج قصة روني*، متضمنة مفاهيم الدماء و الحيتان و الأدوات، و التي حدثت في المحيط المتجمد الشمالي، في مخيم أكيفاك، مع مستوى سريع لنبضات القلب. |
| Ama başka bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | ولكن يمكننا أن نفعل شيئا آخر. |