| Baypas dışında da yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود شيء يمكن فعله بخلاف المجازاة |
| Ama kesin bir şeyler olmalı. Mesela bir bar dolusu ölüler gibi. | Open Subtitles | لكنه يجب أن يكون شيء محدداً مثل، لنقل حانة مليئة بالجثث |
| Artık sadece iyi şeyler olmalı. | Open Subtitles | لذلك لن يحدث الا كل شىء جيد فقط |
| Martha, yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود شئ آخر يمكننا فعله يا مارثا |
| Havasında bile değilken bu adamla çıktıysa bu adamda bir şeyler olmalı, özel bir şeyler. | Open Subtitles | ان غادرت مع هذا الرجل اذن لا بد من وجود شيء مميز فيه شيء فريد |
| O kadar gerçekçi gelen bir rüyada önemli bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | في حلم يبدو بمثل هذه الواقعيه فلابد من وجود شيء مهم في هذه الاماكن. |
| Bu yazıların arasında bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجود شيء في كل هذا بشأن علاقتهما |
| Hadi ama yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | أعني ، هيا. هناك يجب أن يكون شيء ما يمكن أن نفعله. |
| Mutlaka bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون شيء ما هنا. |
| Artık sadece iyi şeyler olmalı. | Open Subtitles | لذلك لن يحدث الا كل شىء جيد فقط |
| Yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود شئ يمكننا القيام به |
| Lütfen, mutlaka yapabileceğim bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | أرجوكِ ، لابد من وجود شيءٍ ما استطيع فعله |
| Biri gelip arkasını temizlemediyse işe yarar bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | ما لم انه شخص يأتي هنا وتنظيف بعده، هناك يجب أن يكون شيئا. |
| Ama ben, şey, hayatımda çanak çömlekten daha önemli şeyler olmalı. | Open Subtitles | لكن لي، حسنا، يجب ان يكون هناك المزيد من الجهود لحياتي من مجرد الأواني والقدور. |
| - Yapabileceğim bir şeyler olmalı. - Söylediğim gibi, yok. | Open Subtitles | ـ لابُد من وجود شيئًا ما يُمكنني فعله ـ أخبرتك بأنه لا يوجد شيء لتفعله |
| - Atladığımız bir şeyler olmalı. Kızın kim olduğunu bulmamıza yardımcı olacak bir detay. | Open Subtitles | حسناً، لابدّ أنّ هناك شيء قد فاتنا، بعض التفاصيل التي ستساعدنا على معرفة من تكون. |
| Burada, hayatının içinde her şeye anlam katacak bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّه يُوجد جواب هنا، شيء في حياته يجعل كلّ ذلك منطقياً. |
| İtfaiye kamyonunda işimize yarayacak bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابدّ من وُجود شيءٍ على شاحنة إطفاء حريق يُمكننا إستخدامه. |
| Bu taslağın içinde bir şeyler olmalı, onların bu filmi yapmalarını istemelerini sağlayacak, küçük bir ölçü olsa bile. | Open Subtitles | في هذا المشروع , لابد أن يكون هناك شيء سيجعلهم يريدون القيام بهذا الفيلم حتى لو كان في جدول |
| Elinde karton tutup yalvarmak yerine yapabileceğin daha iyi şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد من شيء أفضل يمكنك فعله من حمل لوحة ذكية للتوسل |
| Daha fazlasını yapabilecek kapasitedeyim ancak dışarılarda beni mutlu edecek bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | أنا قادر على أكثر من ذلك، لا بد أن يكون شيء ما يجعلني سعيد |