| İnsanlara kötü şeyler yapan çok kötü bir adamım var. | Open Subtitles | أنا عِندي رجل سئ جداً يفعل أشياء سيئة جدأ للناس |
| Şu Doktor, kriket topuyla imkansız şeyler yapan, olmayı arzuladığın kişi. | Open Subtitles | الدكتور هو الشخص الذي ترغب في أن تكونه الذي يفعل أشياء مستحيلة بكرات الكريكيت |
| İyi insanlara kötü şeyler yapan iğrenç biri var. | Open Subtitles | رجل شرّير يقوم بأشياء شرّيرة لأناس خيّرين |
| Kötü şeyler yapan iyi adam. Garcia, Joey Short'un gerçek adını bulur musun? | Open Subtitles | هذا يفسر سلوكه أيضاً، رجل صالح يقوم بأعمال سيئة |
| Görünüşe göre, Hindistan'da korkunç şeyler yapan serserinin son kurbanı sizmişsiniz. | Open Subtitles | من الواضح انك كنت اخر ضحية من ضحايا المارق الذى فعل اشياء فظيعة فى الهند |
| Benim yaptığımdan çok daha kötü şeyler yapan birini içeri tıkıyorum. | Open Subtitles | كلا، ما أفعله هو سجن طليق يقوم بأمور أسوأ مما فعلتها |
| Bu yaklaşımla harika şeyler yapan doktorlarla ilgili birçok hikâye olduğunu biliyorum. | TED | الأمر جليّ بأنه يوجد العديد من القصص لهؤلاء الباحثين الذين يقومون بأشياء استثنائية |
| Dünya, dışarıda bir şeyler yapan insanlarla dolu. | Open Subtitles | فالعالم مليء بالناس الذين يقومون بأمور عدة في الخارج |
| Ralph'le kötü şeyler yapan sensin. Ben hep iyiydim. | Open Subtitles | لقد كنت الشخص الذي يفعل الاشياء السيئة مع رالف، وانا كنت جيداً. |
| Böyle aptal şeyler yapan adamı eskiden severdin sen. | Open Subtitles | هل تعرفين كنت تحبين الرجل الذي يفعل امورا غبية كهذه |
| BU TÜR şeyler yapan BİRİNİ SEVEMEYECEĞİNİ BİLİYORDUM. | Open Subtitles | لأنني كنت أعرف أنكِ لن تحبي شخصاً يفعل أشياء كتلك |
| Aşk için delice şeyler yapan erkekler gördüm. | Open Subtitles | لا أعرف سبق وأن رأيت من يفعل أشياء جنونية لأجل الحب |
| Sen, çaresiz şeyler yapan, çaresiz herifin tekisin. | Open Subtitles | حسنا، أنت الرجل اليائس أن يفعل أشياء يائسة. |
| Zach, sen de özünde iyi olsan da zalimce ve saçma şeyler yapan ayrıcalıklı bir aptalsın. | Open Subtitles | زاك ، أنت مجرد أبله مخبول يقوم بأشياء قاسية غبية مع أن لديك قلب طيب |
| Dolandırıcılara kötü şeyler yapan birçok insan var. | TED | هناك من يقوم بأشياء قبيحة للمحتالين. |
| Sen böyle şeyler yapan iyi bir insansın ve ben de benim. | Open Subtitles | أنت شخص صالح ...يقوم بأعمال كتلك وأنا أكون نفسي |
| Dışarıda insanlara kötü şeyler yapan birileri var Bayan Zalman ve ben bunu durdurmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | يوجد شخصاً بالخارج يقوم بأعمال سيئة للناس سيدة (زالمان) وكنت أحاول أن أوقفه |
| Ben bu pırlanta gibi adama felaket şeyler yapan, felaket bir adamım. | Open Subtitles | انا شخص فظيع الذي فعل اشياء شنيعة لشخص محترم بحق |
| Küçük şeyler yapan küçük bir adam oldum. | Open Subtitles | وبسرعة، أصبحت رجلا صغيرا يقوم بأمور صغيرة |
| Kötü şeyler yapan insanlar cezalandırılmalıdır. | Open Subtitles | الاشخاص الذين يقومون بأشياء سيئه يجب ان يعاقبوا |
| Biz karar verebilir ve o artist çiftlerden biri olabiliriz... farklı odalarda farklı şeyler yapan ve birbirlerini çağırıp "bak ne yapıyorum" diyen | Open Subtitles | نفكر في الأمر , ثم نصبح أحدى الأزواج الممثلين الذين يقومون بأمور مختلفة في غرف مختلفة ثم يدعون بعضهم ويقولون أنظر إلى ما أفعله |
| Ben, kötü insanlara, kötü şeyler yapan, sıradan bir insanım. | Open Subtitles | أنا رجلٌ عادي يفعل الاشياء السيئة للرجال السيئين. |
| Böyle aptal şeyler yapan adamla evlendin sen! | Open Subtitles | تزوجت الرجل الذي كان يفعل امورا غبية كهذه |
| Aptalca şeyler yapan insanlar, daima yakalanır. | Open Subtitles | أنظروا , الأشخاص الذين يقومون بأفعال غبية - - دائما يقبض عليهم |
| Kendine aptalca şeyler yapan bir sen değilsin. | Open Subtitles | انت لست الوحيدة التى تفعلين شىء غبى لنفسك |