| Bunu anlamıştı çünkü o da o iyi şeylerden biriydi. | Open Subtitles | وكان أعلم بذلك وأدرى، لأنه كان أحد الأشياء الجميلة أيضًا. |
| Kendi restoranım varken en nefret ettiğim şeylerden biriydi bu. | Open Subtitles | هذه أحد الأشياء التي أكرهها عندما كان لدي المطعم |
| Bu benim başımdan geçen en zorlu şeylerden biriydi. | Open Subtitles | لقد أحد الأشياء الصعبه التى لم أمر بها أبداً |
| Hapishanede en çok özlediğim şeylerden biriydi. | Open Subtitles | هي أحد الأشياء التي أفتقدتها كثيراً في السجن |
| Oradayken öğrendiğim şeylerden biriydi bu da ölümün kıyısında, hepimiz yalnızızdır. | Open Subtitles | تلك أحد الأشياء التي يتعلمها المرء هناك... في النهاية، كلنا وحيدين |
| Bu, tartışmayı umduğum şeylerden biriydi. | Open Subtitles | كان هذا أحد الأشياء التي كنت أتمنى مناقشتها |
| Gördüğüm en romantik şeylerden biriydi. | Open Subtitles | لقد كان أحد الأشياء الأكثر رومانسية التي رأيتها في حياتي قط |
| Bu, beni ona bağlayan en önemli şeylerden biriydi. | Open Subtitles | هذه أحد الأشياء التي جذبتني إليه... تلكَ... |
| Oradayken öğrendiğim şeylerden biriydi bu da ölümün kıyısında, hepimiz yalnızızdır. | Open Subtitles | تلك أحد الأشياء التي يتعلمها المرء هناك... في النهاية، كلنا وحيدين ولا أحد قادم، لإنقاذك |
| İlk yaptığım şeylerden biriydi. | Open Subtitles | ذلك أحد الأشياء التي استهللتُ بها. |