| şimdi anlıyorum, İnsanlar neden ingilizce üzerinde odaklanmalılar anlıyorum. | TED | الآن فهمت كل شئ فهمت لماذا يركز الناس على اللغة الانجليزية |
| şimdi anlıyorum. Elinden bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | لقد فهمت الآن لم يكن في استطاعتك منع هذا |
| şimdi anlıyorum değmeyeceğini ama çoğu kadın da yapmıyor ki. | Open Subtitles | ولكن أفهم الآن أن الأمر لا يستحق على عكس البعض |
| şimdi anlıyorum ki, bazı koşullar altında şiddet zorunluymuş. | Open Subtitles | لكن الآن أفهم أنّه فى ظلّ ظروف معيّنة، العنف ضرورى |
| şimdi anlıyorum değmeyeceğini ama çoğu kadın da yapmıyor ki. | Open Subtitles | أدرك الآن أن الأمر لا يستحق لكن الكثيرات لا يدركن |
| şimdi anlıyorum olan tüm kötü şeyleri. | Open Subtitles | الآن أعرف لمَ حدثت كل هذه الأشياء السيئة |
| Burada neden bu kadar çok vakit geçirdiğini şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | تعال الآن أرى لما كنت تقضي الكثير من الوقت هنا |
| Babamın neden kendini bu kadına kaptırdığını şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | الآن فهمت لماذا كان أبي مأخوذاً بهذه المرأة |
| ve onu yenmemi neden istemediğini şimdi anlıyorum | Open Subtitles | و الآن فهمت لما لا يريد منّي هزم الحاسوب |
| Bağlamaktan kastını şimdi anlıyorum her şeyin benim suçum olduğunu ve seni oyuna getirdiğimi söyleyeceksin. | Open Subtitles | الآن فهمت الختام هو أن تخبرني بأنني أنا المسؤولة عن كل ما جرى ولكني نصبتُ لك فخاً |
| Sahip olduğunuz hakları iyice anladınız mı? - şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | هل فهمت الحقوق التي قرأتها عليك؟ فهمت الآن |
| Ne kadar zor olduğunu şimdi anlıyorum. Ama ona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | فهمت الآن لما هذا صعب جدّاً لكنّنا نحتاجها |
| şimdi anlıyorum. İyi şeyler için de kullanılabilir. | Open Subtitles | لقد فهمت الآن يمكن استخدامها للخير |
| Oh, erkeklerin senin gibi kadınları neden öldürdüğünü şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | أوه , أنا أفهم الآن ما الذي يجعل الرجال يقتلون نساء من على شاكلتك |
| O zaman ondan nefret etmiştim, ama nedenini şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | ،كرهته حينئذٍ لكنني أفهم الآن لِمَ فعل ذلك |
| Senin keklerinin niye öyle olduğunu şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | الآن أفهم سبب ردائة طعم قالب الحلوى خاصتك |
| Ama şimdi anlıyorum ki taşıdığı yükü şikayet etmeden taşımış. | Open Subtitles | ولكن الآن أفهم العبء الذي كان يحمله بدون شكوى |
| Ama şimdi anlıyorum ki Benimle ilgili bir şeylerin farklı olduğunu anladığım an uyumlu olup gizlenmeye başladığım andı. | TED | ولكنني أدرك الآن أن اللحظة التي أدركت فيها أن شيئًا ما مختلف بشأني كانت نفس اللحظة التي بدأت بموافقتها وتخبئتها. |
| Buraya neden silah sokma iznim olmadığını şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | الآن أعرف لمَ ليس مسموحاً لي إدخال مسدّسي إلى هنا |
| şimdi anlıyorum ki gerçekten kendim olsaydım ailemin kalbini kırardım. | Open Subtitles | الآن أرى الذي إذا أنا كنت حقاً لأكون نفسي أنا أكسر قلب عائلتي |
| Çocuklarımızı okul sistemi yöntemiyle besleyince neler olduğunu şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أرى الآن مالذي يجري من خلال الطريقة التي أطعمنا فيها العديد من أبناءنا في انظمتنا المدرسيّة. |
| Ama şimdi anlıyorum ki, bana çocuktan bahsederken onu öldürmemi istiyormuş. | Open Subtitles | لكننى أعلم الآن أنها عندما أخبرتنى بشأن الطفل كانت تريدنى أن أقتلها |
| şimdi anlıyorum ki dört kat merdiven çıkmak seni zayıf tutuyormuş. | Open Subtitles | الآن عرفت هذه الدرجات الأربعة للدرج هو ما يجعلك نحيف للغاية. |
| Hoşuna gittiğini biliyordum, ve bunun ne demek olduğunu şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك أحببت ذلك الأمر وقد بدأت أفهم هذا الشعور |
| Ve şimdi anlıyorum ki böyle olduğumuz müddetçe ikimiz de o fırsatı alamayız. | Open Subtitles | و أنا أعرف الآن بأننا لن نحصل على تلك الفرصة إذا بقينا هكذا |
| şimdi anlıyorum, ölümden daha beter şeyler de varmış. | Open Subtitles | الآن أدرك هناك بعض الأشياء أسوأ من الموت |
| şimdi anlıyorum ki Sen beni merhamet kitabından silip atmadın. | Open Subtitles | الآن أعلم أنك لم تسقطنى من كتاب رحمتك |
| şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | "لقد فهمتُ الآن" |